Varlıkların içinde akıl melekesiyle öne çıkan insan, yaratılmışların en şereflisi olarak kendine lütfedilen akıl nispetince belli görevleri üstlenip yeryüzüne indirilmiş, ömür diye adlandırdığımız sayılı nefes bitene kadar da yaşamını anlamlandırmak durumunda kalmıştır.
Allah (c.c.), insana görevlerini yerine getirsin ve “Beni” tanısın diye iki rehber vermiştir: Bu rehberlerden biri akıl, diğeri ise kitaptır.
İnsan aklını kitapla aydınlatarak kendinin, evrenin, yaşamın ve yaşantıların idrakine varır, bulunduğu zamana göre de kendini yeniler. Zihin ve gönül, sözü edilen ıslahatı gerçekleşirken de ne akıl ne de kitap kendi başına yeterli olmayacaktır. Akıl, kendi başına, külli iradenin kudretini anlayamayacağı gibi aklın idrakine sunulmamış kitap da anlaşılamamış olmasıyla istenen veya beklenen yeniliği gerçekleştiremeyecektir. Gelinen noktada ise kitap ve aklın birlikte çalışması zorunluluğundan “OKUMA” eylemi meydana gelir.
Okumak, insanın içinde yer aldığı sosyo-kültürel hayatı keşfetme, tecrübe etme, değiştirme ve anlamlaştırma eylemlerini gerçekleştirebileceği verimli bir eylemdir. İnsanlığın ve toplumun gelişmesinin ve yükselmesinin ancak okumayla olabileceğini düşünen Cemil Meriç: “Okumak bir insanlık ödevidir.” sözüyle insanı ve okuma eylemini medeniyetin merkezine çeker.
Buradan hareketle okumayan toplum, yardıma muhtaç kör ve sağır bir insandan farksızdır. Kim o toplumun veya insanın elinden tutarsa insan veya toplum da onun izinden gitmeye mecburdur. Keza bu mecburiyetin bir de bedeli olacaktır. Hal böyle iken okuma eyleminden uzak kalıp gönlünü, zihnini ve düşünce dünyasını aç bırakarak kimin elinden tuttuğunu kimin arkasından gittiğini ve nasıl bir bedel ödeyeceğini bilemeyen insanın veya toplumun acınacak hale düşmemesi imkânsızdır. Tanzimat şairlerinden Şinasi: “Olmuş insana taassup bir onulmaz illet.” ifadesiyle bu acınası durumun sebebini okumamaya bağlamıştır. Bugün İslam coğrafyasının çekmiş olduğu sıkıntıların temelinde okumamak ve buna bağlı olarak da milli ve manevi değerlerine bağlı küresel çapta yeterli adam yetiştirememek vardır.
Kaybedilen her zamanın hesabını Batı’nın halen Müslüman olamayışındaki mesuliyetin vebalini de düşünerek hepimizi okumaya davet ediyorum.
Said AYDOĞAN
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni