Eğer biz 2 Kasım 1917’de Balfour Deklerasyonu ile Filistin’de yurt edinme konusunda söz aldıysak, buna ulaşan yol Gelibolu’dan geçmiştir..”
Wladimir Jabontinsky
Yürek coğrafyamızda büyük manalar ifade eden kutlu Şehitler ayından sonra, yine bizim tarihimizde büyük dersler çıkaracağımız İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabulünün 95. Yılı ve Çanakkale Deniz zaferlerimizin 101.yıldönümünde şehitlerimizi şükranla yâd ediyoruz. Bu vesileyle Çanakkale Savaşlarında gizli kalan, çok fazla gündeme gelmeyen, yakın tarihimizin önemli bir yönüne dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Siyonizm’in fikir babası olan Teodor Herzl, Yahudi Milli Devleti için II.Abdülhamit’i, hatta Osmanlı Devleti’nin varlığını büyük bir engel olarak görüyordu. İçerideki işbirlikçi İttihatçılar düzmece 31 Mart Vak’ası ile Abdülhamit’i tahttan uzaklaştırmıştı, ancak bu yeterli değildi.
Siyonizm’in Yahudi Milli Devleti olan İsrail için Osmanlı’nın yıkılması gerekiyordu. Çanakkale Cephesi’nde adını “ Zion Katır Alayı” olarak gördüğümüz Yahudiler’in yaptıklarına baktığımızda bu oyunu daha iyi anlayabiliriz.
Parçalanması kaçınılmaz olan Osmanlı Devleti’ne karşı Filistin’de savaşıp Yahudi Devleti’ni kurmak düşüncesini ortaya atan ilk kişi Wladimir Jabontinsky’dir.
Osmanlı Devleti’nin I. Dunya Savaşı’na girişinden sonra Filistin’de bulunan Yahudilerin gizliden gizliye silah biriktirmeye başlaması ve İngilizler lehine casusluk yapmaları üzerine Osmanlı Devleti birçok Yahudi’yi Mısır’a göçe zorlamıştır. İngiltere de, Mısır’da bulunan bu Yahudiler için çadır kamplar oluşturmuştur. Jabotinsky bu kamplardaki Yahudilerden Siyon Birliği’ni oluşturmak için çalışmaya başlamış ve yaklaşık bin kişilik bir liste ile İngiliz komutanı General Maxwell’den Osmanlı Devleti’ne karşı İngiltere hesabına Filistin’de savaşmak için bir cephe açılmasını istemiştir. General Maxwell konuyu inceledikten sonra yanıtında, Filistin’de yeni bir cephe açılmasına şimdilik gerek duyulmadığını, ancak kendilerinden, katırlı bir alay oluşturarak cephane ve malzeme taşımak amacıyla Çanakkale Cephesi’nde yararlanabileceklerini belirtmiş, bu yönde örgütlenmelerini teşvik etmiştir.
Jabotinsky bu öneriyi reddetmiştir; çükü ona göre Siyonizm davası için bir çaba harcanacaksa, Osmanlı’ya karşı yapılacak savaş Filistin’de olmalıdır. Ayrıca kurulacak gönüllü Siyon Alayı’nın adı da onur kırıcıdır. Bunun üzerine Jabotinsky, Avrupa’da bulunan Siyonistlerle görüşüp destek almak için Londra’ya gitmiştir. Jabotinsky’ye, “Türkleri Filistin’den atmak için onları ezmek zorundayız. Buna kuzeyden ya da güneyden başlamak fark etmez. Bu yalnızca taktik sorunudur. Nasıl olsa her yol Siyon’a cıkar” diyerek karşı cıkan Trumpeldor, General Maxwell’e, gönüllü Siyonistlerden oluşacak bir katır alayının kurulması teklifini kabul ettiklerini bildirir ve bu düşünceyi tek başına uygulamaya koyar.
Gönüllü Siyonistler ve katırlardan kurulacak alayı hemen toparlamaya başlar Trumpeldor. 500 kadar gönüllü, 20 subay ve 750 katırdan oluşan alayı, Çanakkale’ye göndermek üzere hazırlar. 25 Nisan 1915 günü de yarımadaya ayak basar. Hepsinin yakasında da “sarı renkli Davut yıldızı motifli birlik arması” işlidir. Birlik ikiye bölünmüştü; yarısı ünlü 29. Tümen’le birlikte Seddülbahir’e, diğer yarısı da Anzac Kolordusu’yla birlikte Arıburnu’na çıkarılmıştı. Ancak, bu ikinci grup, görünürde nedensiz, Mısır’a geri gönderildi. Hamilton’un bir mektubunda belirttiğine göre, bu tasarrufun nedeni, Anzac askerlerinin, Katır Birliği mensuplarını “Türk zannederek” vurmalarıydı.
Diğer grup ise, savaş boyunca Seddülbahir’deki tek ulaştırma birliği oldu ve yoğun ateş ve inanılmaz güç şartlar altında, ön cephelere su, cephane, yiyecek ve diğer ihtiyaçların ulaştırılması görevi yaptı. 6 Ocak 1916’da, yani Gelibolu Yarımadası’nın bütünüyle boşaltılmasına kadar orada kalan Yahudiler, 8 er ve 47 katırını kaybetmişlerdir.
General Hamilton’a gore: “Yahudileri kendi çıkarlarımız için istismar edip, Yahudi gazetecilerin ve bankerlerin çabalarını sağlardık; Yahudi gazeteciler, bizim davamıza renk katar, Yahudi bankerler de kesemize para yağdırırdı.” Hamilton’un düşüncesi gerçekleşmiş, Avrupa kamuoyu İngilizleri desteklemiş ve Yahudi bankerler de paralarını esirgememişlerdir. Ancak Yahudiler de Çanakkale Savaşı’ndan sonra Filistin topraklarını kazanmışlardır. Yahudilerin Çanakkale’de, İngilizlerin yanında savaşmaları Siyonizm davalarına farklı bir yön çizmiş ve Avrupa, Siyonizm’e ılımlı bakmaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak, 2 Kasım 1917’de İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Balfour tarafından yayınlanan meşhur Balfour Deklarasyonu ile; İngiltere Hükumeti’nin, Yahudi Siyonist ilgisiyle karşılanması düşüncesini onayladığı, Filistin’deki Yahudi olmayan toplumların medeni ve dinsel haklarına, başka herhangi bir ülkedeki Yahudilerin yararlandıkları haklara ve siyasal statüye zarar verecek hiçbir şey yapılmaması koşuluyla, Yahudi halkı için Filistin’de ulusal bir yurt kurulması için her türlü kolaylığın sağlanacağı bildirildi. Balfour Deklarasyonu olarak tanınan bu bildirge, 1918 yılı içinde sırayla Fransa, İtalya ve Birleşik Amerika tarafından kabul edilmiş ve desteklenmiştir. Bundan sonra ise 1948’de İsrail’in kurulmasına kadar olaylar birbirini izleyecektir.
Ve sözümüzü Yahudi Milli Devleti’nin mimarlarından Jabotinsky’nin satırları ile noktalayalım.
“Savaşmak amacıyla Gelibolu’ya giden 600 katırcı, Siyonizm’e yepyeni ufuklar açmıştır… Eğer biz 2 Kasım 1917’de Balfour Deklerasyonu ile Filistin’de yurt edinme konusunda söz aldıysak, buna ulaşan yol Gelibolu’dan geçmiştir..”
Bu vesileyle başta Çanakkale’de destanlar yazan şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz.
Enes İlhan POST