Rüyalar

0

 

FERHAN ÇİFTÇİ
Özel Enderun Liseleri 11-A

RÜYALAR

Rüya; uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup uykunun gizli göz hareketi adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyaların biyolojik içeriği işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildir. Rüyalara duygusuz algının bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir. Çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden olan rüyalar her zaman ilginç ve yoruma açık bir konu oluşturmuşlardır. Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidememiş olup rüyalar halen esrarını korumakta olan bir inceleme alanını oluşturmaktadır. Rüyaların bilimsel incelenmesi oneiroloji adını alır.

1953 Sonrası Araştırmaları ve Oneiroloji

Rüyaların bilimsel incelenmesi anlamındaki oneiroloji terimi yazılı kaynaklarda ilk kez 1653 yılında kullanıldı. Bu inceleme alanı özellikle Nathaniel Kleitman ve Eugene Aserinsky’nin 1950’lerde REM evrelerini keşfetmeleriyle hız kazandı. Ardından 1959’da Michel Jouvet REM evrelerinde elektroansefalograma kaydedilen dalgaların uyanık halde olunduğunda kaydedilen dalgalara benzediğine dikkat çekti ve bu özel evrelere “paradoksal uyku” adını verdi.

Rüya görmenin mutabık kalınmış hiçbir biyolojik tanımı yoktur. Bununla birlikte gözlemler rüyaların hızlı göz hareketinin oluşmasıyla yakından ilgili olduğunu ortaya koymakta ve EEG (elektroansefalograf) aygıtı da bu sıradaki beyin etkinliğinin çoğunlukla, uyanık olunduğu zamankine eş olduğunu göstermektedir. Hızlı göz hareketlerinin olmadığı sırada deneyimlenen “hatırlanmayan rüyalar” nisbeten daha olağandır. Ortalama olarak insan, ömrünün yaklaşık 6 yılını rüya görmekle geçirmektedir.(Her gecenin iki saati rüya görüldüğü kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre)Aktif uyku ya da paradoksal uyku da denen REM evresinde beyin dalgaları gayet aktiftir (EEG’de beta etkinlik gözlemlenir), kas gerginliği iyice azalır, felce yakın bir kas güçsüzlüğü görülür; bu güçsüzlük yalnızca gözlerde, solunumdan sorumlu kaslarda ve kan dolaşımında görülmez.

Rüyaların çoğu yalnızca 5 ile 20 dakika arasında bir süre sürer. Normal bir gece uykusunda 60-90 dakikada bir başlamak üzere uykusu boyunca 4-5 kez REM dönemi yaşanır; REM evrelerinden her biri ortalama 20-25 dakika sürer.(İlk REM evresi çok kısadır, ancak birkaç dakika sürer, fakat gece ilerledikçe sonraki REM evreleri 30 dakikanın üzerine çıkabilir.) Çalışmalar insan gibi çeşitli kuş ve memeli türlerinin de uykuda REM deneyimi geçirdiklerini ortaya koymuştur. Örneğin M. Jouvet kediler üzerindeki deneylerde de benzer sonuçlar saptamıştır. Fransız nörobiyolog Jouvet’ye göre rüya ne uykunun bir parçası ne de uyanıklığın bir parçası olarak ele alınabilir, bu uykudan da uyanıklıktan da farklı olan üçüncü bir bilinç halidir.

RÜYA TÜRLERİ

Psikolojik Kaynaklı Rüyalar: Psikanalizde benimsendiği gibi bilinçaltından kaynaklanan rüyalardır. Bunlar, genellikle heyecanlar, sıkıntılar, korkular, bastırılmış duygular vs.’den kaynaklanan rüyalardır. Ruhu ya da zihni fazlasıyla meşgul eden maddi veya manevi bir sorun, uyumadan önce konuşulan bir konu ya da görülen bir film de bu tür rüyaların görülmesine neden olabilir; ayrıca söz konusu soruna ait bazı fikir ve imajlar, görülmekte olan diğer türden rüyaların içine zaman zaman parazit olarak kayabilirler.

Fiziksel Kaynaklı Rüyalar: Bunlar fiziksel ortamdan gelen, bedensel ağrı ve rahatsızlıklardan ve ses, ışık, koku gibi beş duyuyu ilgilendiren uyaranlardan kaynaklanan rüyalardır. Bir rüya deneyinde, uyuyan kimsenin burnu ve dudakları bir tüy parçasıyla rahatsız edilmiş ve akabinde, uyuyan kimse, yüzüne işkence edilerek derisinin yüzüldüğüne ilişkin bir rüya görmüştür. Bir başka deneyde uyuyan kimsenin kulağı yakınlarında iki çelik bıçak birbirine sürtülünce, denek, rüyasında tarihî bir olay sırasında kentin bütün çanlarının çaldığını görmüştür.

Kimyasal Kaynaklı Rüyalar: Bunlar uyuşturucular ve ilaçlar gibi alınmaları halinde vücudun nörofizyolojik ve kimyasal yapısında belirli değişiklikler yaratan etkenlerden doğan rüyalardır.

İSLAM’DA RÜYA

Rüya Arapça görmek demektir. Kur’an da rüya hakkında çok fazla bilgi vermez. Rüyaya Kur’an da özellikle Yusuf Suresi’nde yer verilir. Rüya sözcüğü Saffat ve Fetih surelerinde de kullanılır.

İslam Peygamberi Hz Muhammed’in sav. rüya hakkında şu hadisleri rivayet edilir;

-Buhari’nin kaydettiği hadiste: İyi kimselerin güzel rüyası Peygamberliğin 48 parçasından biridir. İslam peygamberi Muhammed’in ve sahabelerinin gördükleri birçok rüyanın gerçekleştiği bilinmektedir. Tasavvufi menkıbelerin çoğu rüyalara dayanır. Mürşidiler rüya yoluyla ölen insanların ahiret durumları hakkında da bilgi verebilirlerdi. Allah insanların Levh-i Mahfuz’daki durumlarına muttali olan bir melek gurubunu rüya işiyle vazifelendirmiştir.

İbn Haldun’un Mukaddime’de belirttiği gibi, tasavvufta genel olarak rüyalar üç grupta ele alınır;

İlahi Kaynaklı Rüya: Bunlar açık olduğundan yoruma gerek göstermezler. Doğru ve görüldüğü gibi çıkan bu rüyalara rüya-ı saliha da denir. Salih rüya son derece az görülür. Salih rüya görmek sadece müminlere özgü değildir. Müslüman olmayanlar da görebilir. Yusuf Suresi’ndeki Mısır firavununun ve iki mahpusun gördüğü rüyalar buna örnek olarak gösterilebilir.

Melekten Olan Rüyalar: Bunlara rüya-yı sadıka denir. Yoruma muhtaçtır.

Şeytani Olan Rüyalar: Bu rüyaların aslı faslı yoktur. Kurân’da ‘edğasü ahlam(karmakarışık düşler)’ olarak geçer. Hiçbir faydaları olmadığından yorumlanmaları da gerekmez.

Yorum Yaz