Ne masum, ne günahsız varlıklardır çoccuklar. Rabbimizin bir lütfudur onlar. Bazen bir, bazen iki, bazen üç, dört…
Allah, kendi ruhundan insanoğlunu en doğru, en temiz şekilde yetişsinler, cennet ehlinden olsunlar diye onları yaratmıştır. En önemlisi de Rabbini bilsin
ve tek olan yaratıcısı için kulluk şuuruyla alnı secdeye gelsin sonra anlasın ki asıl şeref, üstünlük O’nun huzurunda eğilmekte ve alçalmakta.
Gerçekten hür olmak için Allah’a kul olmak, köle olmak gerek. Böylece sevilen kullar arasına girer ve yücelir, dostların arasında da yer alırız.
Yüce Rabbimiz bize buyuruyor ki: “Yeri, göğü ve arasındakileri sizin için yarattım. Emrinize verdim. Sizi de kendim için yarattım.” demek ki yaratılış
sebebimiz Cenabı Allah’ı tanımak ve O’na ibadet, kulluk etmektir. Zaten dünya’ya gelmeden önce ruhlar aleminde:”Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye
sorduğunda “Evet” demedik mi? Nasıl olur da dünyaya geldiğimizde sözümüzü unutup bize her türlü nimeti vereni bırakıp, birazcık menfaat için başkalarının
önünde eğiliriz. Sorumluluğumuzu bilip, yerine getirmeliyiz. Allah için kılmadığımız namazlar ve yapmadığımız diğer ibadetler her birimizin vicdanında
ve ruhunda derin yaralar açar. Bizi manen hasta eder. Sonra da depresyona girdik diye psikologlara koşarız.
Ahhh! Bir bilsek, bir anlayabilsek bütün dertlerimizin ilacı; Allah (c.c)a teslim olmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmekte. Dün çocuktuk,
bugün genciz. Henüz iş işten geçmiş değil. Gençliğimizin verdiği aşkla, kuvvetle haydi namaza sarılalım. Her bir namazımız miraç olsun.
Miracımız Mübarek Olsun…
ATİKE RÜMEYSA KARADUMAN
Özel Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Öğrencisi