Lâle Devri’nin bütün haşmetiyle hüküm sürdüğü yıllardı. Tarih 1719 yılının 3 Aralık’ını gösteriyordu. Zamanın Padişahı III. Ahmed, şehzadelerinin sünnet düğünlerini yaptırıyordu. Günlerce süren eğlencelerin 13. günüydü. Denizin yüzü rengârenk kayıklarla dopdoluydu. Padişah, vezirler ve şehzadeler, Aynalıkavak’taki sahil sarayında heyecanla gösterileri seyrediyorlardı. Birdenbire denizden koca bir timsahın çıktığı görüldü. Kayıkçılar arasında bir gürültü koptu. Canavar, üç çifte kayık büyüklüğündeydi. Üst çenesini açıp kapayan, sağa sola hareket eden bu timsahın denizde işi neydi?
TİMSAH YAKLAŞIYOR!
Timsahın, Aynalıkavak Sarayı’na doğru yaklaşması, padişah ve beraberindekileri daha da heyecanlandırmıştı. Sarayın önüne kadar geldiğinde gördüler ki, timsaha benzeyen bu yaratık, timsah şeklinde bir denizaltı gemisinden başka bir şey değildi.
Saray önlerinde ağır ağır denize gömülen denizaltı timsah, meraklı gözlerden tamamen kayboldu. Herkes heyecanla neticeyi bekliyordu. Bir saat kadar sonra timsah biçiminde denizaltı tekrar su yüzüne çıktı. Bir müddet dolaştı. Kocaman ağzı açıldı. Timsahın ağzından rengârenk elbiseler giymiş delikanlılar çıktı. Timsahın sırtında çalıp oynamaya başladılar. Bu gösteri, seyredenler için unutulmaz bir hatıra oldu.
Seyyid Vehbi’nin “Sürname-i Hümayun”unda anlattığı bu hadise, bize Osmanlılar’da denizaltıların ilk denemelerinin başarıyla gerçekleştirildiğini göstermektedir.
DENİZALTININ İLK ŞEKLİ
Aslında timsah, eğlencelik olsun diye yapılmıştı. Fakat ne olursa olsun bu, denizaltı gemisinin ilk şeklinden başka bir şey değildi. Mimarı ise Tersane Baş mimarı (gemi inşaat mühendisi) İbrahim Efendi idi. Baş mimar İbrahim Efendi, şüphe yok ki, bunu çok ince matematik hesaplar içinde planlamış ve gerçekleştirmişti.
Fakat ne yazık ki, İbrahim Efendi’nin bu mevzudaki bilgisi daha sonrakilere aktarılamadı, geliştirilemedi; onun ölümüyle birlikte tarihi gömüldü.
Daha önce denizaltıyla ilgili düşünce ve planlamalara Leonardo da Vinci (1412-1519)’de rastlıyoruz. Onun gerçekleştiremediği denizaltı çalışmalarına 1620 yılında Hollandalı fizik bilgini Cornellus Van Drebbel, 1653 yılında Fransız François de Son, devam etti. Üstü kapalı teknelerle yapılan bu denemeler, 1776 yılında Amerikalı bilgin Devid Bushnell’in ilk denizaltı gemisini yapmasına kadar sürdü.
Çağımızda ise artık nükleer denizaltılar yapılabilmektedir.
Tarihçi Bahaeddin, ilk denizaltı gemisinin 1150 tarihinde Akka kuşatması sırasında kullanılarak, Müslümanların şehre girdiğini kaydetmektedir. Bu durumda, Mimar İbrahim Efendi de Osmanlılar’da ilk denizaltıyı yapan kişi olmaktadır.