-
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ
Okulumuzda yapılan rehberlik çalışmalarındaki amaç; bireyin kendini anlaması, kendine ve başkasına olan farkındalığını artırması, empati ve iletişim noktasını güçlendirmesi, karar verme becerilerini geliştirmesi, problem çözme yeteneğini güçlendirmesi, çevresine ve topluma uyum sağlaması, kendini gerçekleştirmesidir. Okulumuzdaki Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Servisi bu amaçları gerçekleştirmek için kurulmuştur.
- REHBERLİK NEDİR?
-
• Bireyin kendini tanıması, anlaması, kabul etmesi, kendinde var olan güç ve potansiyel ile, ilgi ve yeteneklerinin farkına varabilmesidir.
• Çevresindeki olanakları fark etmesi, çevresinde kendine uygun fırsatları görebilmesidir.
• Sağlıklı kararlar verebilmesi, bireyin özelliklerine(yetenek, ilgi, değer, kişilik) uygun seçimler yapabilmesidir.
• Kendini gerçekleştirmesi, bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı birtakım gizli güçlerini yani potansiyelini ortaya çıkarabilmesidir.
• Yaşadığı toplumla uyumlu olma, bireyin yaşadığı topluma körü körüne bağlanmaması ve her şeyi şartsız bir şekilde kabul etmemesidir. Toplum içinde kendini iyi bir şekilde ifade edebilmesidir.
• Bilimsel, sistematik ve profesyonel bir yardım sürecidir.
• Sadece sorun odaklı değil geniş kapsamlıdır. Çeşitli işlevleri vardır.1. Uyum Sağlayıcı Rehberlik: Bu rehberlik işlevi ile hem uyum sıkıntısı yaşanmayan bir okul hem de çevresiyle uyum problemi yaşamayan bireylerin var olması amaçlanmaktadır. Bireyin kendisiyle ve çevresiyle barışık olması sosyal uyumunu da ortaya çıkaracaktır. Uyum sağlayıcılık, bir güçlüğü, sıkıntısı ya da uyum bozukluğu olan bireylerin davranışlarının nedenlerini belirlemek ve uyumlu yeni davranışlar göstermesi konusunda gerekli çalışmalar yapmakla ilişkilidir.
2. Önleyici Rehberlik: Problem durumu ortaya çıkmadan sunulan rehberlik hizmetidir. Problem ortaya çıkmadan ya da ortaya çıkma ihtimali olan problemleri engellemeye dönük hizmetlerle ilişkilidir. Öğrenci ailelerine yönelik ergenlik dönemi çocuklarla ilişkiler ve iletişim konuları çalışmaları, öğrencilerin madde kullanmaya başlamaması için bir takım seminerler ve öğrenciyi bilgilendirmeye dönük faaliyetler buna örnek gösterilebilir.
3. Çare Bulucu(İyileştirici-Düzeltici) Rehberlik: Çare bulucu rehberlik, sorunların ve istenmeyen davranışların ortadan kaldırılmasına yardımcı olmak için yapılan çalışmaları kapsar. Örnek; stres, tırnak yeme, utangaçlık, çekingenlik, düşük öz saygı, öfke kontrolü gibi sorunlar yaşayan bireylere yapılan rehberlik çalışmalarıdır.
4. Tamamlayıcı Rehberlik: Tamamlayıcılık okullardaki öğretim etkinliklerinin etkili ve verimli olmasının sağlanmasına yardımcı olan, rehberlikle öğretimi tamamlayan bir rol üstlenmektir. Bu işlev, rehberliğin öğretim etkinliklerini tamamlamasıdır.
5. Ayarlayıcılık Rehberlik: Rehberlikten edinilen bilgilerden öğretimin planlanmasında yararlanılması ayarlayıcılık ile ilgilidir. Rehberlik servisinin öğrencilerle yakın ilişkiler kurup öğrencilerin problemlerini, isteklerini, ihtiyaçlarını belirleyerek; elde ettikleri bilgileri eğitim planlayıcıları ve program yapımcılarına vererek daha sağlıklı, yararlı ve doğru program hazırlanmasına yönelik yaptığı çalışmalardır.
6. Yöneltici Rehberlik: Bireyi tanıma teknikleri kullanılarak bireylerin özelliklerine uygun meslek, iş, alan, bölüm, seçmeli ders, eğitsel kulüp gibi alanlara yönlendirilmesi rehberliğin yöneltici işlevi ile ilgilidir.
7. Geliştirici Rehberlik: Gelişimsel rehberlik anlayışından ortaya çıkmıştır. Rehberlik hizmetlerinin yalnızca akademik başarıyı artırma, meslek seçimi sorunları ve bunalım durumların da düzeltici-çare bulucu yardımlar biçiminde verilmesine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bireylerin her gelişim döneminde gerçekleştirmesi gereken birtakım gelişim ödevleri vardır. Bir gelişim döneminde başarılı olamayan birey bir üst gelişim döneminde de başarılı olma ihtimali azalır. Bireylere bu gelişim ödevleriyle ilgili verilen hizmetler rehberliğin geliştirici işleviyle ilgilidir.
8. Krize Müdahale Edici Rehberlik: Beklenmedik bir durumda ortaya çıkan, yıkıcı gücü üst düzeyde olan yaşantılar söz konusu olduğunda sunulacak yardımlar bu kapsamdadır. Kriz durumuyla karşılaşan bireylere anında psikolojik yardım sunulması önemlidir. Kriz durumlarına örnek olarak şunlar verilebilir: Doğal afetler, kavga ve saldırılar, taciz ve tecavüz olayları, intihar, yakınların ölümü, servis kazaları vb.
Rehberlik Ne Değildir?
• Zorunlu olarak verilen bir hizmet değildir.
• Sihirli bir değnek değildir.
• Bireye yol gösterme işi değildir.
• Sadece sorunu olan insanlara verilen bir yardım değildir.
• Bireye acıma, bireyi kayırma, ona kol kanat germe yoktur.
• Bir disiplin işi değildir. Disiplin mekanizması değildir.
• Öğüt verme, birey adına karar verme değildir.
• Teşhis ve tedavi işi değildir.
• Bir ders değildir.REHBERLİĞİN TEMEL İLKELERİ
1. Rehberlikte gönüllülük esastır.
2. Rehberlikte gizlilik esastır.
3. Rehberlikte özerklik esastır.
4. Bireysel farklılıklara saygı esastır.
5. Rehberliğin merkezinde birey vardır.
6. Rehberliğin temeli insancıl bir anlayışa dayanır.
7. Rehberlik hizmetleri tüm öğrencilere açıktır.
8. Rehberlik hizmetlerinde öğrenci ile ilgili herkesin ortak bir anlayış ve işbirliği içinde olması beklenir.
9. Rehberlik hizmetleri hem bireye hem de topluma karşı sorumludur.
10. Rehberlik hizmetleri yaşam boyu sunulur.
11. Rehberlik hizmetleri eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır.
12. Rehberlik uygulamaları ve rehberlik programları her okulun amaç ve ihtiyaçlarına göre değişir. Esnek bir yapıya sahiptir. - REHBERLİK HİZMET ALANLARIMIZ
-
Çağdaş eğitim anlayışına göre örgün eğitimin içerisinde yer alması gereken profesyonel bir hizmet grubu olan öğrenci kişilik hizmetleri kapsamında okulumuzda yapılan rehberlik hizmetleri şunlardır:
Doğrudan Öğrenciye Yönelik Hizmet Alanları
• Psikolojik Danışma: Psikolojik danışma ve rehberlik alanında lisans eğitimini tamamlamış uzman kişi tarafından sunulur. Psikolojik danışma, özellikle duygusal ve kişisel sorunların ele alındığı bir yardım türüdür. Bireyin kendini tanımasına, sorunlarının kaynaklarını fark etmesine, karar verme ve değersizlik hissi yaşanmasının önüne geçilmesine, problem çözme ihtiyaçlarını karşılayarak gelişim ve uyumunu sürdürmesine yardımcı olmak amacıyla kişiyle yüz yüze kurulan profesyonel bir yardım ilişkisidir. Okulumuzda bu yardıma ihtiyaç duyan danışanlarımız ile psikolojik danışma süreci yürütülmektedir. Kişi sayısına göre bireysel veya grupla olabilmektedir.
• Bireyi Tanıma: Bireye iyi bir hizmet vermek için bireyi en iyi şekilde tanımak önemlidir. Bu yüzden okulumuzda öğrenciyi tanımaya yönelik envanter, ölçek, anket ve form gibi çalışmalar yapılmaktadır.
• Oryantasyon: Okula yeni başlayan ilkokul, ortaokul birinci sınıf öğrencileri ve okulumuza nakil yolu ile gelen öğrencilerimize okulu(rehberlik servisi, idari kat, öğretmenler odası, kantin, kütüphane, öğrenci kulüpleri, spor tesisleri, okul kuralları vb.) ve çevresini tanıtmak amacıyla eğitim-öğretim yılının açılması ile etkinlikler düzenlenmektedir. Aynı zamanda eğitim-öğretim yılı devam ederken mevcut ara sınıflara okulumuzdaki yeni gelişmeler ve uygulamalar tanıtılmaktadır. Bütün öğrencilerimiz ve velilerimizi okul kuralları hakkında bilgilendirmek amacıyla öğrenci-veli-okul sözleşmesi taraflarca imzalanmaktadır.
• Bilgi Toplama ve Yayma: Öğrencilerimizin ihtiyaç duyduğu eğitsel, mesleki, kişisel-sosyal her türlü bilgiler öğrencilerimize sunulmaktadır.
• Yöneltme ve Yerleştirme: Öğrencilerimizi yetenek, ilgi, değer, tutum ve kişilik özellikleri dikkate alınarak uygun bir mesleğe, işe, alana, bölüme, programa, ders dışı etkinliklere, eğitsel kulüplere yönlendirmekteyiz.
• İzleme ve Değerlendirme: İzleme hizmeti; okul içi programlara ya da eğitsel kulüp ve sosyal etkinliklere katılan, başka bir okula geçiş yapan, okulu bitirdikten sonra sürekli bir işe yerleştirilen yani okulda psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinden yararlanan öğrencilerin uyum ve gelişim durumları hakkında bilgi edinmek için yapılan çalışmaları kapsar. Diğer hizmetlerin devamı niteliğinde olan izleme, sunulan hizmetlerin etkililiğini anlamaya dönük çalışmalar ile ilişkilidir.
• Refere(Sevk): Refere(sevk), öğrencinin yardım almak için başvurduğu branş öğretmeni, sınıf rehber öğretmeni, psikolojik danışman, rehber öğretmen, okul müdürü ya da müdür yardımcısının öğrenciye yardımcı olamayacağını anladığında öğrenciyi yardım alabileceği uygun bir kişiye yönlendirme işlemidir.
Dolaylı Olarak Öğrenciye Sunulan Hizmet Alanları
• Müşavirlik(Konsültasyon): Okulumuzda, öğrenciyle ilgili bireylerin(öğretmen, veli, idareci) ortak bir rehberlik anlayışı kazanmaları, iş birliği içinde olmaları ve bu alandaki bilgi ve becerilerini artırabilmeleri için yapılan ve yapılacak olan çalışmalarda sürekli iletişim halindeyiz.
• Araştırma ve Değerlendirme: Bir okulda rehberlik hizmetlerinin etkili olabilmesi için öncelikle ne tür hizmetlere ihtiyaç duyulduğunun belirlenmesi ve bu konuda ihtiyaç belirleme çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Bu sebeple her eğitim-öğretim yılı başlarında öğrencilerimize ihtiyaç belirleme formları, problem tarama envanterleri vb. ölçek ve envanter çalışmaları yapılarak bunların sonuçlarının oluşturulması neticesinde okulumuzun rehberlik ihtiyaçları belirlenmiş olmaktadır. Ayrıca, öğrencilerimizin başarılarını olumsuz etkileyen okul içi ve dışı faktörlerin veya yetenek, ilgi ve bazı kişilik özelliklerinin belirlenmesi, çeşitli konularda psikolojik ölçme aracı geliştirmeye yönelik çalışmalar, okula uyum sorunlarının ve öğrenme güçlüklerinin saptanması gibi bilimsel araştırmalar da yapılmaktadır.
• Çevre ile İlişkiler: Bu hizmet ile öğrenciye okul çevresinde kendisine faydalı olabilecek kütüphane, spor salonu, sosyokültürel aktivitelerin yapıldığı yerler vb. hakkında bilgiler verilip bu imkânları ayarlamak ya da zararı dokunabilecek internet salonları, kafeler vb. yerlerden onu uzaklaştırmak için çalışmalar yapılmaktadır.
• Veli ile İlişkiler: Anne ve babaları eğitim sürecine katmanın veya onların desteğini almanın yolu, okulda yapılan çalışmalar hakkında onları bilgilendirip ihtiyaç duydukları konularda onlara rehberlik yapmaktan geçer. Bu amaç ile yapılan çalışmalar okul internet sayfamızın ana sayfasında ve rehberlik haberleri bölümünde yayınlanmaktadır. Rehberlik çalışmalarından verim alabilmek için rehberlik servisi, öğretmen ve veli iş birliği büyük önem arz etmektedir. Bunun için rehberlik servisi olarak velilerimizden beklentilerimiz büyüktür ve her zaman onlarla iletişime açık olduğumuzu belirtmek isteriz. Yüz yüze yapılan görüşmeler daha sağlıklı olmaktadır.
- PROBLEM ALANINA GÖRE REHBERLİK TÜRLERİ
1. Mesleki Rehberlik
Mesleki rehberlik, bireylerin öncelikle kendilerini tanımaları, kendi özelliklerine uygun meslekleri seçmeleri, seçtikleri mesleklere hazırlanmaları ve mesleki yönden gelişmeleri kapsamında yapılan yardım hizmetleridir. Bu alanda okulumuzda;
• İlgi ve yetenek testleri
• Kişisel kariyer gelişim planlama
• Üst öğretim kurumları hakkında bilgilendirmeler
• Üst öğretim kurumlarını ziyaret etme
• Sosyal etkinlik ve eğitsel kulüp seçiminde birey ile görüşmeler ve yöneltme
• Hedef olarak bir meslek belirlemelerine yardımcı olma
gibi çalışmalar yapılmaktadır.2. Eğitsel Rehberlik
Bireylerin eğitim ortamlarından en üst düzeyde istifade edebilmesi, kendi yetenek ve ilgilerine uygun bir eğitim dalı seçip ve buna göre akademik başarısını artırabilmesi için verilen yardımların tümüdür. Bu alanda okulumuzda;
• Okula uyum çalışmaları
• Okuldaki ders programı ve ders dışı etkinliklerle ilgili bilgi verme
• Öğrencilerin etkili plan yapmalarına yardımcı olma
• Eğitsel kararlar verme ve işlemler yapmaya yönelik çalışmalar
• Başarıyı engelleyen etmenleri önlemeye yönelik çalışmalar
• Sınav kaygısı ve buna yönelik gevşeme için nefes ve kas egzersizleri yapma
• Eğitime ilişkin konularda misafir konuşmacılar çağırma
• Eğitim kurumlarını ziyaret etme
• Öğrencilerimizin öğrenmeyi öğrenmelerini sağlama
• Motivasyon, zaman yönetimi, verimli ders çalışma yöntemleri gibi akademik başarı ile ilgili konularda sunumlar ve seminerler düzenleme
gibi çalışmalar yapılmaktadır.3. Kişisel-Sosyal Rehberlik
Bireyin hem kendisiyle hem de sosyal çevresiyle ilgili gelişim ihtiyaçları ve problemleri içeren rehberlik türüdür. Bu alanda okulumuzda;
• Kendini ve başkalarını anlama
• Kendini ve başkalarını kabul etme
• Günlük yaşam becerilerini kazanma
• Aile ve toplum olgusunu kavrama
• Sağlıklı ve olumlu iletişim özelliklerini bilme
• Kişisel gelişim
• Arkadaşlık ilişkileri
• Duygusal sorunlar
• Ailevi sorunlar
• Özgüven, korku ve kaygılar
• Empati kurabilme ve olayları farklı düşünce biçimleri ile değerlendirme
gibi çalışmalar yapılmaktadır.
BİLGİLER
- Anne Babaların Yaygın Tutumları Ve Bu Tutumların Çocukların Kişilik Gelişimleri Üzerindeki Kalıcı Etkileri
- Anne Baba Tutumları Ve Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkileri
- İndirmek için tıklayınız…
- Sınav Başarısında Ailenin Rolü
- İndirmek için tıklayınız…
- Etkili Anne Baba Olmak
- İndirmek için tıklayınız…
- Ergenlik Dönemi
- İndirmek için tıklayınız…
-
- Ölçme Değerlendirme
-
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME NEDİR?
Ölçme, eğitim sonuçlarını değerlendirmek amacıyla ilgili bilgilerin toplanması ve incelenmesini içeren bir süreçtir.
Değerlendirme, Ölçme sonuçlarını bir ölçüte vurarak bir değer yargısına,bir karara ulaşma işlemidir.
Belli bir eğitim sürecinin sonunda güvenilir ve geçerli bir yola elde edilen gözlem sonuçlarına dayanarak ve bunları amaca uygun ölçütlerle karşılaştırarak sistemdeki aksaklıları, eksiklikleri belirlemek ve giderilmesi için önlemler alınmasını sağlamaktır. Eğitimin nasıl iyileştirilebileceğini belirlemek amacıyla yapılır. Eğitim sonuçlarının ölçülmesi, okul, program, sınıf veya öğrenci başarısı ile ilgili olabilir. Öğrenciye ilişkin sonuçlar, öğrencilerin aldıkları eğitim sonucunda, edinmeleri beklenen bilgi, beceri ve tutumlardır.
Bir dersle ilgili öğretme- öğrenme sürecinin istenen derecede etkili, verimli olması ve öğretim programında yer alan davranışların eğitim süresinde kazanılması ve bunların yakından izlenmesi ve denetlenmesinde yani bu uzun süreçte ölçme ve değerlendirmeden yararlanılmasına ve sonuçlarının etkili kullanılmasına bağlıdır..
ÖLÇMENİN AMAÇLARI NELERDİR?
Öğrencilerimizin ulaştığı bilgi ve beceri düzeyini belirlemek,
Öğrencilerin bu bilgi ve becerilere nasıl ulaştıklarını veya eğer ulaşamamışlarsa bunun sebeplerini tespit etmektir.
Ölçmenin başlıca amaçlarından biri öğrenmeyi ve beceri gelişimini teşvik etmektir.
Ölçme, öğrenci öğrenmesini motive eder ve bireysel öğrenci ilerlemesine yönelik bir ölçüt oluşturur.
Ölçme, öğretmenlere verdikleri eğitimin iyi ve kötü yönlerinin belirlenmesi konusunda önemli bilgiler verir.
* Hangi öğrenciler istenilen bilgi ve becerilere ulaşmıştır?
* Öğrencilerin öğrenmede güçlük çektikleri bilgi ve beceriler nelerdir? - İlgi
-
İLGİ
İnsanlar yaptıkları her işten ya da etkinlikten doyum sağlamak isterler. İlgi herhangi bir zorlama olmadığı ya da sonucunda ödül vaat edilmediği halde yapılan etkinliklerden alınan doyumdur. Örneğin her koşulda seçmeli dersler arasından müziği seçiyorsanız, bu seçimde bir gruba dahil olmak gibi bir neden yoksa ya da öğretmen, arkadaş aile vb. faktörler etkili değilse sizin müziği karşı ilginiz söylenebilir.
İlgi faaliyet alanı genellikle yetenekli olunan alandır ya da yeteneğin olduğu alana ilgi duyulması doğaldır.
İlgi alanlarını şu şekilde sıralayabiliriz.
·Temel bilim ilgisi (fizik, kimya, biyoloji konularına duyulan ilgi)
·Sosyal bilim ilgisi (sosyal olayları inceleme ve nedenlerini araştırmak gibi davranışlarda ifadesini bulur)
·Canlı varlık ilgisi (hayvan ve bitkilerin yaşayışını incelemek)
·Mekanik ilgi (çeşitli alet ve makineler yapmak, işletmek ve onarmak gibi davranışlarda ifadesini bulur.
·İnsan Kaynaklarına ilgisi (yazarlık, gazetecilik, diplomasi, pazarlama ve reklamcılık)
·Ticaret ilgisi(ticari alım-satım)
·Edebiyat (dil, edebiyat, basın-yayın, gazetecilik, yazarlık)
·Güzel sanatlar (resim, heykel, plastik sanatlar ve el sanatları)
·Müzik(konservatuar eğitimi)
·Sosyal yardım (sosyal yardım programı, tıp, sosyoloji, tıp, psikoloji, çocuk gelişimi ve eğitimi
Bunlardan bazılarını yeteneklerle ilgisi çok fazladır. Örneğin müzik yeteneği ile müzik ilgisi aynı anda kişide varsa o kişi büyük olasılıkla başarılı olacaktır.YETENEK
Kalıtımla getirilen gizil gücün çevrenin olumlu etkisi ile ve eğitimle geliştirilmiş kısmını ifade eder. Yetenek eğitimden yararlanabilme ve öğrenme gücü olarak da tanımlanabilir. Öğrencinin içinde bulunduğu eğitim-öğretim yaşantısındaki noktaya kadar geliştirdiği becerilere bakarak sonraki eğitim sürecinden ne kadar yararlanabileceği konusunda bir kanıya varılabilir.
Yetenekler sözel, sayısal, şekil-uzay gibi farklı alanlarda kendini gösterebilir.
Bir kimse sayalar ili ilgili kavramları anlama ve akıl yürütmede başarılı olabilirken diğeri sözcüklerle ifade edilen kavramları kolay öğrenebilir.
SÖZEL YETENEK
Bu yetenek sözcüklerle ilgili kavramları öğrenebilme, sorunları çözebilme ve düşünceleri açık biçimde anlatabilme gücünü ifade eder. Bu yetenek sosyal ve dil bilimleri ile toplum bilimlerinde başarılı olabilmek için gereklidir.SAYISAL YETENEK
Sayısal kavramları öğrenebilme sayılarla ifade edebilime gücünü gösterir. Bütün temel bilimlerde(fizik, kimya, biyoloji, matematik) sağlık ve mühendislik gibi meslek alanlarında başarılı olabilmek için gereklidir.ŞEKİL-UZAY YETENEĞİ
Bu yetenek şekiller arasındaki benzerlik ve ayrılıkları, şekillerdeki değişmelerin temelindeki ilkeyi algılayabilmeyi, üç boyutu görebilme gücünü ifade eder. Bütün mühendislik ve mimarlık alanlarında gereklidir. - Nasıl Meslek Seçimi Yapılır?
-
A-Bireyin Kendini Tanıması
1-Ben Neler Yapabilirim? Yetenek, belli bir eğitimden yararlanma gücüdür. Bireyin hangi eğitim programında başarılı olabileceğini gösterir. Yetenek meslekteki başarıyı etkileyen etkenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Seçtiği mesleğin gerektirdiği azami yetenek düzeyine sahip olmayan bireyin o meslekte başarılı olması mümkün değildir. Bunun yanında sahip olduğu yeteneklerinin kapasitesinin altında bir yetenek düzeyi gerektiren mesleğe yönelen bireyin meslekte doyum sağlaması da mümkün olmayacaktır. Akademik yeteneğin, derslerindeki başarı ya da başarısızlığının araştırılması, sözel ya da sayısal düşünme yeteneklerinden hangisinde daha başarılı olduğunu belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için bireyin fen, sosyal, matematik ve Türkçe derslerindeki başarısı bir ölçüt olabilir. Bunun dışında cisimleri üç boyutta görebilme, şekiller arası benzerlik ve farklılıkları bulabilme gücü de araştırılması gereken bir yetenek alanıdır. Sayısal düşünme gücüne sahip olmayan, yani fen, matematik gibi sayısal derslerde başarı elde edemeyen bir bireyin tıp fakültesi, diş hekimliği, mühendislikler gibi sayısal puan ile öğrenci alan yükseköğretim programlarında başarılı olmaları mümkün değildir. Cisimleri üç boyutlu görebilme, bir evin planına bakarak o evin yapılmış halini göz önünde canlandırabilme gücüne sahip olan birey mimarlık eğitiminde başarılı olabilir. Sözcükleri ustalıkla kullanamayan, zengin bir sözcük dağarcığına sahip olmayan kişinin dil ve edebiyat programında başarılı olması zordur.
2- Ben Neleri Yapmaktan Hoşlanırım? Yetenekler bireyin hangi eğitim programında daha başarılı olabileceğini gösterirken; ilgiler, bireyin hangi alanlarda hangi faaliyetlerle uğraşmaktan zevk duyacağını belirler. İlgiler, yetenekle ilişkilidir. İlgi duyduğumuz alanlar, çoğunlukla yetenekli olduğumuz alanlardır. Seçilecek olan meslek, insanlarla diyalogu, onları yönlendirmeyi, onlara yardımcı olmayı mı? yoksa insanlarla değil de objelerle uğraşmayı gerektiriyor? Aynı zamanda edebiyata, müziğe, güzel sanatlara karşı olan ilgiyi karşılıyor mu? Birey, ilgi duyduğu, hoşlandığı şeyleri severek yapar. Bireyin ilgi duymadığı bir faaliyete yönelmesi hem mesleki doyumunu, hem de başarısını olumsuz etkileyecektir. insanlara yardım etmekten, insanların sorunlarını dinleyip, sorunlarına çözüm aramaktan zevk almayan bir psikologun başarılı olma olasılığı düşüktür.
3-Ben Ne istiyorum? Yetenek ve ilgilerin belirlenmesinin ardından bireyin meslekteki beklentilerini tanımlaması gerekir. İş değerleri, bireyin meslekte nelere önem verdiğini, mesleki faaliyetin sonunda elde etmek istediği olanakları gösterir. Kazanç, yaratıcılığı kullanma, liderlik, yeteneğini kullanma, işbirliği, ün sahibi olma, sosyal statü, düzenli yaşam, değişiklik gibi iş değerleri vardır. Birey bu değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemelidir. Kendisine belirlediği bu değerleri sağlayacak mesleğe yönelmelidir. Ancak ilgi ve yeteneklerinin de göz ardı edilmemesi gerekir. Meslekte düzenli bir yaşama, sosyal statüye, işbirliğine, yaratıcılığın anlatım bulmasına önem veren birey kendisine bu beklentilerini sağlayacak “öğretmenlik” mesleğini tercih edebilir. Zor iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur.
4-Karakterim Nasıl? Bireyin meslek seçiminde isabetli olabilmesi kişilik özelliklerini çok iyi tanıyıp bu özellikleri gerektiren mesleklere yönelmesine bağlıdır. Bireylerin çok farklı kişilik özellikleri vardır. Atak, girişken, çekingen, uysal, hırslı, idealist, hayal gücü zengin, realist, mantıklı, sinirli, kendi başına buyruk, alçak gönüllü, düzenli, kurallara bağlı vb. Bireyin, sayılan bu özelliklerden hangisine sahip olduğunu belirlemesi, seçimini bu doğrultuda yapması gerekir. Örneğin; ikna gücü yüksek, dışa dönük, insanlarla devamlı sıcak ilişki kurabilen girişimci niteliklere sahip olan birey avukat, politikacı ya da pazarlamacı olabilir. Kurallara bağlı, düzenli, statüye önem veren, sorumlu, nesnelerle uğraşmaktan hoşlanan bireylerin bankacılık, büro memurluğu, muhasebe gibi mesleklere yönelmeleri isabetli olacaktır.
B-Bireyin Meslekleri Tanıması
Bireyin kendini tanımasının ardından ilgi duyduğu meslekleri de tanıması gerekir. Bireyin meslekler hakkında araştırmasını; – Meslek mensuplarının yaptığı temel faaliyetler – Çalışma ortamı – Çalışma koşulları – Çalışanlarda aranan nitelikler – Mesleğe hazırlanma – İlk işe giriş – Meslekte ilerleme – Kazanç – İş bulma olanağı ve mesleğin geleceği – Mesleğin gerektirdiği nitelikler vb. konularında yoğunlaştırması gerekir. erek kararlarını oluşturabilir. Üzerinde durulacak temel nokta; bireyin kendini olmak istediği gibi değil, olduğu gibi objektif olarak tanımasıdır. İlgi duyduğu meslekleri de olumlu-olumsuz yönleri ile bilmesidir. Bireyin doğru meslek seçimi yapabilmesi için kararlarını kendisinin vermesi, bu karar doğrultusunda ailesini ikna etmesi, anne-babanın da gencin bu kararına saygı göstermesi gerekir. Kişilik özelliklerinize, yeteneklerinize, günün koşullarına uygun bilinçli bir meslek seçimi toplumda sağlıklı, mutlu, kendi kendisiyle barışık insanların sayısını da çoğaltacaktır. Meslek seçimi hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşımaktadır. Bireysel yönden birtakım fizyolojik ihtiyaçların doyurulmasında; toplumsal açıdan da toplumsal gelişmeye temel oluşturacak olan insan gücünün planlanmasında önemi açıkça görülmektedir.
Meslekleri Tanıma İle İlgili İpuçları · Danışman Öğretmeninize ve Rehberlik Uzmanlarına mesleklerle ilgili sorular sorunuz. · Meslek tanıtım seminerlerine ve üniversitelere yapılan ziyaretlere katılınız. · Seçmeyi düşündüğünüz meslek mensuplarıyla görüşerek onların meslekleriyle ilgili görüşlerini alınız. Onlara çalışma ortamlarını, çalışma koşullarını, yaptıkları işleri, çalışanlarda aranılan bedeni ve eğitimsel özellikleri, iş kıyafetlerini, işlerinin yapımı için gerekli yeterlilikleri, iş içinde karşılaştıkları güçlükleri, işlerinin olumlu ve olumsuz yönlerini, meslekte ilerleme durumlarını, kazanç durumlarını, mesleki hareketlilik durumlarını ve mesleğin geleceğinin ne olabileceğini sorunuz. - Nasıl Verimli Ders Çalışılır?
-
Nasıl verimli ders çalışılır? Hepimizin isteği derslerimizde başarılı olmak ve bir üst sınıfa başarıyla geçmek ya da iyi bir
üniversite bölümünü kazanmak. Ama bu isteğin gerçekleşebilmesi için gerekenleri yapmadığımız malum. Bazen dersler için , okul için
birşeyler yapmayı isteriz. Ders kitaplarını okur , ödevleri yapar , sınavlara hazırlanır , fakat beklediğimiz sonuçlar bir türlü
gelmez. Demek ki bir yerlerde hata yapıyoruz. Daha doğrusu nasıl ders çalışmalıyız , bunu pek bilmiyoruz.<strong>Aşağıda ders çalışmamızı
düzene koyacak ve zamanımızı verimli kullanmamızı sağlayacak 8 öneri var. Bir kulak verelim, okuyalım ve uygulayalım.</strong>- Okuldan eve geldiğinizde yarım saat veya kırk beş dakika dinlenmeye ayırın.Bu arada bir şeyler yiyebilirsiniz.Ancak ders çalışmaya başlamadan önce, ekmek, makarna, kek gibi karbonhidratlı yiyeceklerden fazlaca yemeyiniz.
- Ders çalıştığınız yerin düzeni çok önemlidir.Derslerinize bir masada çalışmalısınız.Yumuşak bir koltuk, kanepe veya yatak ders çalışma veriminizi düşürür ve uykunuzu getirir.Çalışma esnasında işimize yaramayan defter, kitap ve diğer araç ve gereçleri kaldırmamız gerekir.Çünkü bu gereksiz malzemeler hem kafamızı karıştıracak, hem de bizi lüzumsuz yere meşgul edecektir.
- Ders çalışırken en iyi bir şekilde kullanmamız gereken zamanımızdır.Bunun için bir zaman programlamasına ihtiyaç vardır.Böyle bir programlamayı herkes kendine göre yapabilir.Bir zaman programlaması aşağıdaki gibi olabilir.
15:00 Eve Geliş 15:00-15:30 Dinlenme 15:30-16:30 Ders Çalışma 16:30-17:00 Dinlenme 17:00-17:30 Ders Çalışma 17:30-18:30 Dinlenme-TV 18:30-19:00 Ders Çalışma 19:00-20:00 Dinlenme-TV 20:00-21:00 Ders Çalışma 21:00-22:00 Çanta Kontrolü ve Yatış - Çalışmaya size zor gelen derslerden başlayın.
- Yazılı ödevleri son sıraya koyun.
- Derslerinizi günü gününe yapmalısınız.Derslerinizi daha uygun zamanlarda yapmayıp, son güne bırakmayın.
- Her gün okulda öğrendiklerinizi, evde mutlaka tekrarlayın.
- Her gün dersiniz bittikten sonra, ertesi günkü ders programınıza göre çantanızı hazırlayın ve yatmadan önce kontrol etmeyi unutmayın. Hepinize derslerinizde başarılar
- En İyi Verimli Ders Çalışma Planı Nasıl Yapılır?
-
PLANLI DERS ÇALIŞMA
Plan yapmak, planlı olmak her öğrencinin sıkıntı yaşadığı bir konu. Oysa bu sıkıntı verici sonuca ulaşana kadar öğrenci o kadar çok yanlış düşünceyi bir araya getirir ki hiçbir plan ona fayda sağlamaz..Eğer çok inatçı ise planlar yaparak geçer zamanı, yaptığı plana uyarak değil.
PLAN YAPARKEN YAPILAN HATALAR
1. Zannedilir ki plan ders çalışma ihtiyacı doğurur veya plan size ders çalıştırır. Ders çalışma isteği olmayan bir öğrenciye hiçbir plan ders çalıştırmaz. Aslında kendi kendinize, okulda veya dershanede yapılan hiçbir plana uymamanızın bir nedeni budur. Siz size ders çalıştıracak o mükemmel sihrin peşindesiniz…Oysa sihir falan yok, alın teri var.2. Plan yapmak sanıldığı gibi sadece ders çalışma sürelerini planlamak için yapılmaz. Planın en önemli işlevi aynı zamanda kendinize (hobilerinize, zevklerinize vb.) zaman ayırmaktır. Yapılan en büyük hatalardan biri de bu yanlış kanıyla başlar. Öğrenci büyük bir hevesle sadece ders çalışmak için zamanını planlar, kendisine zaman ayırmadığı için yapılan plan planlamadan öteye de gitmez.
3. Mükemmel plan yoktur. Her planın hataları, kusurları olabilir, olacaktır da. İnsanı makinelerden ayıran ihtiyaçları, beğenileri, arzuları vardır. Örneğin annesi hasta olan birinden hazırlandığı plana uymasını beklemek hatadır. Burada önemli olan planı en küçük eksiklikte çöpe atmamak, onu güncellemek (revize etmek) veya mevcut aksaklığı kısa zamanda telafi etmektir. Siz yeter ki plana uymamayı alışkanlık haline getirmiş olmayın.
4. Öğretmenim bana plan yapar mısınız? Rehber öğretmenlerin en sık duydukları cümle budur. Bu aslında birinci maddenin bir yansımasıdır. O kendisine ders çalıştıracak mükemmel plan arayışının bir başka biçimi. Oysa en iyi planı yine kişinin kendisi hazırlar. Aksaklıklarını en iyi o fark eder. Birinin sizin yaşam düzeninizi, zevklerinizi, sorumluluklarınızı, iyi bildiklerinizi, daha az bildiklerinizi, öğrenme hızınızı vb. her şeyi öğrenmesi sizin onları fark etmenizden daha uzun sürer.
5. Herhangi bir plandaki en büyük hata kontroldür. Plana uyup uymadığınızı, ne derece uyduğunuzu gerçekçi bir biçimde takip etmelisiniz. Eğer bu işi beceremiyorsanız, o noktada ailenizden, öğretmenlerinizden veya rehber öğretmenlerinizden yardım almalısınız.
NASILINDAN ÖNCE NEDEN?
Bir rehber öğretmen olarak nedenleri üzerinde konuşmadan nasıl plan yapılacağını söylemenin boş bir iş olduğunu açıklıkla söyleyebilirim. Bu öğrencinin sadece plana uymak için değil, ders çalışmak için de nedenidir. Bu aynı zamanda motivasyonudur, uzun bir yola çıkarken alacağı nefestir, yakıttır. Niçin ders çalışmalıyım? Bu sorunun yanıtını öğrenci gerçekçi ve tutarlı bir biçimde kendine verebilmelidir. Geçici bir heves olarak değil, kalıcı bir davranış olarak seçmelidir ders çalışmayı. Facebook, msn, oyun, arkadaş, gezmek, spor, yatmak, diziler, müzik vb bir sürü zaman öğütücü varken kalkıp da ders çalışmak gibi baştan sıkıcı gelen bir uğraşın içine girmeye niyetliyse iyi nedenleri olmalıdır. Nedenleriniz sizi heyecanlandırmalıdır, öyle ki gevşediğiniz anda sizi kendinize getirmelidir.
İYİ BİR PLAN İÇİN NE YAPMALIYIM?
İyi bir plan sizin yaptığınız plandır. Çalışmaya nedenlerinizle birlikte karar verdikten sonrası sadece neyi ne zaman yapacağınıza kalıyor. Burada uzun uzadıya formül vermeden genel bir çerçeve çizeceğim. Herşeyden önce “Günde 10’ ar dakikalık aralarla 3 saat ders çalışacağım” demek de bir plandır. Fakat böyle bir plan karşımıza hangi dersi çalışacağınız ve hangi konuları ne zamana kadar yetiştireceğiniz gibi soru(n)ları çıkarır. O halde ne kadar çalıştığımız kadar ne çalıştığımız da önemlidir. Bu noktada plan sizi büyük bir tehlikeden de koruyacaktır. Sınava hazırlanan öğrencilerin büyük bir kısmı plansız çalışırken uzun süre çalışmalarına rağmen hep aynı dersleri çalışırlar. Bu da genellikle sevdikleri veya yapabildikleri derslerdir. Vicdanen kendilerini rahatlatmalarına veya sorulduğunda ders çalıştıklarını söylemelerine rağmen aslında yeterli bir çalışma değildir bu. Örneğin Türkçe Matematik alanında bir öğrencinin ders çalışmak için masaya oturduğunda hep Türkçe, Edebiyat, Tarih ve Coğrafyayı çalışırken Matematik ve Geometriden uzak durması gibi. Oysa matematik çalışmadan sınavı kazanmak olası değildir. Özetle ne kadar çalıştığınız kadar neyi çalıştığınız da önemlidir.
GÜNLÜK ÇALIŞMA SAATLERİNİ BELİRLEME
Gün içinde rutin eylemleriniz ve etkinlikleriniz dışında ders çalışmak için ayıracağınız süreyi sağlıklı bir biçimde belirlemelisiniz. Okul, etütler, yol, yemek gibi tüm etkinlikler çıktıktan sonra kalan zaman ders çalışma zamanıdır. Bu aynı zamanda sizin hazinenizdir, ki bunu hoyratça harcayamazsınız. Bu süre belirlendikten sonra bu sürenin ne kadarının konu anlatımına, ne kadarının soru çözümüne ne kadarınınsa tekrarlara ayrılacağı sorunu belirir. Bu da kişiden kişiye ve konudan konuya göre değişir. Eğer ciddi anlamda bir bilgi(konu) eksiğiniz olduğunu düşünüyorsanız önceliğiniz mutlaka konu anlatımı olmalıdır. Sadece günde 100 soru çözme hedefi koydunuz diye konu eksiğiniz varken tutup da soru çözmek gerçekçi bir tutum olamaz. Konu eksiğinizin az olduğunu düşünüyorsanız o halde bol bol soru çözümü yapmalısınız. Bu ikisi arasındaki denge değişse de değişmeyecek tek unsur tekrarlarınız olmalıdır. Öğrenmenin gerçekleşme yolu tekrardır. Başarılı olmak isteyen bir öğrencinin en belirgin özelliği tekrar yapmak konusundaki özenidir.Günlük çalışma saatlerini planlamanın bir diğer önemli unsuru da hedefinizin bağlı olduğu alandır. Örneğin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık veya Psikoloji hedefleyen bir öğrenci için sınav puanı içinde Türkçe/Edebiyatın etkisi % 40’tır. Bu öğrenci için Matematik % 28, Geometri % 7, Coğrafya 1 sınavı dahil toplam Sosyal Bilimlerin etkisi % 20 ve Fen Bilimlerinin etkisi % 5’tir. Bu demek oluyor ki bu öğrencinin önceliği Türkçe/edebiyat ve Matematik/Geometri olmalıdır. Sadece bu konuların öğrenci için önemi % 75’tir. Bu öğrencinin Matematik ve Edebiyattan hatta sosyal bilimlerden eksiği varken Fen Bilimleri çalışmasının doğru olmayacağı bellidir. Yine yukarıda belirtildiği gibi Matematik’ten ciddi eksiği varken sürekli Türkçe/edebiyat çalışmasının da sonuçları öğrenciyi memnun etmeyecektir. Konu anlatımı çalışırken elinizde mutlaka bir başucu kaynağı olmalıdır. Bu yayın bir kitap olabileceği gibi dergi de olabilir; önemli olan yayının kalitesidir.
Ders çalışma süreleri planlanırken süre 45-50 dakikayı geçmemelidir. Bu sürenin sonunda mutlaka ara verilmelidir. Bu konuda yapılan 2 tipik hata vardır. Biri, sürenin gereğinden fazla uzun veya kısa tutulmasıdır. Hoşlandığınız bir dersi gereğinden fazla uzun tutarken, sevmediğiniz dersin süresini kısaltmanız olası bir hatadır. Özellikle 30 dakikanın altına inen ders çalışma süreleri yetersizdir. Diğer bir hata da verilen aralar sonunda tekrar derse dönememektir. Arada yapılan etkinliğe göre ders çalışmanın ertelenmesi çok sık karşılaşılan bir durumdur. Bu noktada öğrencinin öz disiplin sahibi olarak kendisini derse yönlendirebilmesi gerekir.
Konu tekrarı , günlük olabileceği gibi uzun bir süreyi de kapsayabilir. Fakat o gün öğrenilen konuların tekrarı mutlaka yapılmalıdır. Bunu yapmazsanız o konuyu tekrar öğrenmek için harcayacağınız çaba tekrar ederken harcayacağınızdan çok çok daha fazla olacaktır. Kolay unutan öğrencilerin akşam eve gelir gelmez, hafızası iyi olanlarınsa yatmadan önceki yarım saatlik bir dilimde günlük tekrar yapması faydalı olacaktır. Tekrar etmek sizi “Çalışıyorum ama yapamıyorum” handikabından kurtaracaktır. Tekrarlarınızı haftalık ve aylık olarak da yapmalısınız. Haftalık veya aylık olarak o dönemde ne öğrendiğinizi, öğrendiklerinizin daha önceki öğrenmelerinizle ilişkilerini kendinize hatırlatmalısınız.
Soru çözümü sizin için yardımcı bir öğrenme yolu olmalıdır. Çözdüğünüz soru sayısına göre sınavı kazanmayacaksınız, sınavda çıkan soruları çözdüğünüz oranda bu hedefe yaklaşacaksınız. Soru çözme hedefiniz sınav hedefinizle paralel olmalıdır. Çalışma saatleri için verdiğimiz örnekteki öğrenci için eğer bir hedef söz konusu ise bunun günde 30’ar Türkçe ve Matematik, 15 Sosyal ve 10 Fen Bilimleri olması gibi. Yine rehber öğretmenlere en çok sorulan soruların başında “Sınavı kazanmak için kaç soru çözmeliyim?” sorusu gelir. Bu sorunun net bir yanıtı yok. Fakat öğrenci için doğru olan soru sayılarını da çalışması gibi arttırmasıdır. Başlangıçta günde 100 soru ile başlarken sınava doğru bu sayının 400-500 aralığına yükselmesi beklenir. Yine çözülen soruların yanıtlarını incelemek, en az soru çözmek kadar önemlidir.
Kitap okumak kimi öğrenci için gereksiz veya önemsiz bulunurken, kimileri içinse ders çalışma sürelerinden çalınarak yapılan ve günde 3-4 saati alan bir etkinliktir. Son yıllarda yapılan sınavlarda okuduğunu anlama üzerine hazırlanan soruların sayısında hayli artış vardır. Bu nedenledir ki sınav süreleri ciddi problem haline gelmiştir. Özellikle YGS sınavında adaylara verilen 160 dakika uzun paragraf sorularını da içeren 160 soru için kısıtlı bir zaman dilimidir. Mutlaka ki kitap okunmalıdır ama planlama yapılırken okumaya günde 40 dakikadan fazla zaman ayrılması diğer yaşam etkinliklerini veya ders çalışmalarınızı sekteye uğratacaktır. Kitap okurken de zaman zaman okuma hızınız konusunda çalışmalı, okuduğunuz metinleri dil ve anlam yönünden eleştirebilmelisiniz.
Uyku ve beslenme plan yapılırken üzerinde durulması gereken bir diğer önemli hususlardır. Genelde öğrenciler bu 2 durumun ciddiyeti üzerinde pek durmazlar. Aşırı veya az uykulu olmak, kahvaltısız güne başlamak tipik hatalardır. Oysa ki uyku ve beslenme vücudun güne hazır hale gelmesini sağlar. Az uykuluyken öğrendiklerimiz zihnimizde ye etmezken aşırı uykuyla da değerli vaktimizi harcamış oluruz. Günde ortalama uyku süresi 7-8 saat aralığında olmalıdır. 8 saati kesinlikle geçmemelidir. Kahvaltı yapmak, bütün besin türlerinden dengeli bir biçimde tüketmek, bol bol sebze ve meyve yemek, fastfood ve aşırı çay kahve tüketiminden uzak durmak hem sağlıklı bir ruh ve beden yapınız olmasını sağlayacak hem de sınav kaygınızı kontrolde de size yardımcı olacaktır.
PLAN ÖRNEĞİ
Bütün bunlardan sonra örnek bir plan nasıl olmalıdır. Aşağıdaki Plan örneği dershanesiz ve okulsuz bir haftasonu gününü içermektedir. Öğrenci sınav temposu yüksek bir öğrencidir.
Saat Etkinlik 08:00-09:00 Kalkış ve Kahvaltı 09:00-10:00 1. Ders ve 15 dk ara 10:00 11:00 2. Ders ve 15 dk ara 11:00 12:00 3. Ders ve 15 dk ara 12:00 13:00 Öğle Yemeği ve Dinlenme 13:00 15:00 Sosyal Etkinlik (Gezi, Piknik, Spor vb) 15:00 16:00 Hobiler (internet, enstruman çalmak,vb 16:00 17:00 4. Ders ve 15 dk ara 17:00 18:00 5. Ders ve 15 dk ara 18:00 19:00 Serbest Zaman 19:00 20:00 Akşam Yemeği ve Dinlenme 20:00 21:00 6. Ders ve 15 dakika ara 21:00 22:00 Haftalık Tekrar 22:00 23:00 Kitap Okuma 23:00 00:00 Serbest Zaman ve Uyku Yukarıda bahsedildiği gibi plan kişiye özeldir. Siz bundan daha etkili bir planı elbette ki yapabilirsiniz. Planınızı odanızın görünür bir yerine asabilirsiniz ve ailenizden plana uyma konusunda size yardımcı olmalarını ve sizi kontrol etmelerini isteyebilirsiniz.
Planlı bir öğrenci için son söz, zamanı öldüren tuzaklara karşı dikkatli olmasıdır. İnternet, televizyon, arkadaşlar, telefon ciddi zaman tuzaklarıdır. Başlangıçta zor gibi görünse de zamanla hem siz hem de çevreniz planlı halinize alışacaktır. Unutmayın sizin iyi bir nedeniniz var.
- Sınav Kaygısını Engelleme/Önleme Becerileri
-
Stresi Tanıma: Stresin nedenlerinin, etkilerinin ve sürecinin farkında olma, anlama olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle kişinin, kendisinde kaygı yaratan kaynakları tanımlayabilmesidir. Yaşadığı kaygı dönemlerinin farkında olması ve onları planlayabilmesidir. Yaşamın her alanı için sahip olunması gerekli en uygun stres derecesini bulabilmesidir. Tabii bu noktada ne ile başa çıkıp ne ile çıkamayacağı konusunda da en azından kendisine karşı dürüst olmalıdır.
Zamanı Düzenleyebilme:Öncelikleri belirleyebilme yada yapılması öncelikle gerekli yada zorunlu işlerle yapmak istenilenleri ayrıştırma becerisi olarak tanımlanabilir.
Kendini Gerçek Anlamda İfade Edebilme (Atılgan Olma):Ne istediğini, tercihlerini doğru ve dolaysız ifade edebilme yeteneğini geliştirme. Sizin zamanınızı çok fazla alacağını düşündüğünüz olay ve kişilere “hayır” diyebilme becerisidir.
Açık ve Net Hedeflere Sahip Olma:Pek çok kişi pek çok şeyi aynı anda çok yoğun ama yetersiz yada anlamsız olacak şekilde çok çabuk yaşamaktan rahatsızlık duyar. Bu durum genellikle durup kendi kendimize ne istediğimizi ama gerçekten ne istediğimizi sormamaktan kaynaklanmaktadır. Kişinin hedeflerini belirlemesi ne yapmak istediğinin farkına varması gerçekten önemli bir hayat becerisidir. Bu beceriye sahip olma yalnızca önemli kararlar alırken değil, hayatın her döneminde gereklidir. Bu soruları kendimize hangi sıklıkla soruyoruz acaba? Şu anda yapmak istediğim gerçekten bu mu?…” Evet ise “ Ben bunu neden yapmak istiyorum?..”
Değerlere Sahip Olma / Değerleri Belirleyebilme:Sizin için neyin daha önemli oluğunu bilmeden hedef belirlemeniz oldukça zordur. Hedef belirlerken bu hedefin size ne yaşatacağı, yaşam tarzınızın, kişiliğinizin buna uygun olup olmaması sizin o hedefinizi gerçekleştirmede önemli bir etken olacaktır.
Karar Verme ve Problem Çözme Aşamasında Sistematik Olma: Eğer yaşanan bir problem varsa öncelikle onu baş edilebilir / kontrol edilebilir parçalara bölmek gerekir. Ardından o parçalara değişik açılardan bakabilmek, içinde yaşanan sorun hakkında yeteri ve gerekli bilgileri toplayabilmek önemlidir. Ayrıca bu aşamada kişinin karar verme stilini ve ranjını keşfedebilmesi ve bu stillerinin hangi kararların alınmasında daha uygun olacağının farkına varması da önemli bir beceridir.
KAYGIYLA BAŞ EDEBİLME BECERİLERİ
Rahatleme – Gevşeme:Stres yada kaygı zamanlarında uygulanabilecek pek çok rahatlama teknikleri ve yolları vardır ki aslında bu rahatlama tekniklerini bilmek ve uygulayabilmekte başlı başına bir beceridir. Rahatlamaya en fazla gereksinim duyduğumuz zaman, aslında bunları yapabilmek için zamanımızın olmadığını düşündüğümüz andır!.. Farkında olmayıp çok çabuk tüketsek de her şeyi yapmaya yada bir şeyleri daha yapmaya zamanımız vardır.
Bazı gevşeme ve rahatlama teknikleri direkt fizyoloji ile ilgili iken örneğin; meditasyon, derin nefes alıp verme egzersizleri, kademeli gevşeme, resimleme yoluyla gevşeme, bazıları da endirekt olarak psikolojik bir süreçte gerçekleşir.
Diğer bir deyişle kişi doğrudan rahatlamasa da bu aktiviteleri yapmakla biraz daha rahatlamış yada kendini stresten biraz olsun uzaklaştırmış hisseder. Örneğin; müzik dinleme, bir şeyler içme, tv seyretme, kitap okuma, yazı yazma vs.
Kendini Ödüllendirme:Baş etme yöntemleri tabi ki her zaman kişiyi zorlayıcı yada hep onun bir şerler yapmasını gerektiren nitelikte değildir. Bazen kişinin kaygı yada stres anında kendisine “ Bu günlük bu kadar yeterli… Şimdi beni keyiflendirecek kendim için bir şeyler yapmalıyım…” diyebilmesi de çok önemlidir. Kişi kendisine hiç vakit ayırmadan katı ve sistematik bir plan ve program doğrultusunda sürekli ders çalıştığında belli bir noktadan sonra geri plana ittiği ve bastırdığı gereksinimleri belirlemeye başlayacak, dolayısıyla her iki durumu dengeleyememiş olma plan ve program dahilinde götürülen çalışmayı da olumsuz yönde etkileyecektir.
Yapıcı Telkin: Kişinin kaygı durumunda yada kaygının ortaya çıkması sürecinde kendi kendine gerçekçi bir şeyler söylemesi yada kendi kendini eleştirebilmesidir. Aslında çok eski ve çok tanıdık bir yöntem olmasına rağmen burada asıl belirtilmek istenen şudur: Stresin ortaya çıkması yada strese neden olan olayın yaşanması sırasında beyinden geçen düşüncelerin eğitilmesinin önemi ve bunun “ yapıcı telkin” olduğudur.