Ebu’l-Hasan Behmenyar – Doğu peripatetizminin (Meşşailik ya da Meşşai okulunun) görkemli temsilcilerinden biri, Azerbaycan’da Doğu peripatetizminin ilk büyük temsilcisi.
Hayatı
Ebu’l-Hasan Behmenyar Merzban oğlu büyük Azerbaycan filozofu, Doğu peripatetizminin görkemli temsilcilerindendir. Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi muhabir üyesi Zakir Memmedov araştırmaları sonucunda Azerbaycan’da Doğu peripatetizminin ilk büyük temsilcisi olan Behmenyarın X yüzyılın sonlarında doğmuş olması sonucuna gelmiştir. Araştırmacı bu tarihi 993 yılı gibi göstermiştir.
Ortaçağ yazarları Behmenyarın “Azerbaycan ülkesinden” (“bin bilad Azerbaycan”), ya da “Azerbaycanlı” (“el-Azerbaycan’i”) olduğunu yazmışlardır. İlk kaynaklarda o, ateşperest (mecusi) sayılır.
Bazı ortaçağ yazarları ise, onun İslam’ı sonradan kabul ettiğini söylüyorlar.
Behmenyar parlak yeteneği ve çalışkanlığı ile İbn-i Sina’nın derin ilgisini çekmiştir. Öğretmen daha sonra kendi öğrencisi hakkında iftiharlar yazıyordu: “O bana oğuldan artık isteklidir. Ben ona talim-terbiyye vermiş ve bu seviyeye ulaşılmıştır”.
Behmenyarın ölüm tarihi farklı yazarlar tarafından bazen 1038-ci, kah 1065 yılında, kah 1066-cı, kah 1067 – yılları gibi gösteriliyor. Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi muhabir üyesi Zakir Memmedov ise ilk kaynaklara göre filozofun 1066 yılının ortalarında vefat ettiğini belirlemiştir.
Yaratıcılığı
Ebu’l-Hasan Behmenyar İbn Sina’dan sonra otuz yıldan daha az yaşamıştır. Doğu peripatetizminin XI yüzyılın ortalarına ait aşaması doğrudan onun adı ile bağlıdır. İbn-i Sina geleneklerini koruma filozofun üzerine ciddi ve sorumlu görevler koyuyordu. O, var – kuvvetini esirgemeden aristotelçi felsefenin ileriye doğru gelişimini sağlamalı idi. İbn-i Sina bir zamanlar belki de bu umutla sevimli öğrencisi Behmenyar hakkında yazmıştı: “Onun ahir gelip benim yerimde olmasına bir şey kalmadı.”
Felsefesi
Ebu’l-Hasan Behmenyarın metafizikasında kavramların üstünlük derecesi hacim genişliğine göre belirlenir. Bu bakımdan en geniş hacme ve en büyük genellike sahip “varlık” kavramı daha üstün sayılır. “Eğitim” kitabında belirtilir ki, “varlığa mantığı tanım vermek mümkün değildir. Öyle ki, o tasavvurda daha başlangıç, zira onun için ne cinsiyet, ne de ayırt edici belirti vardır. Kısacası varlığı tanıtacak daha önemli bir şey yoktur”.
Çeşitli açıdan gözden geçirilen varlık vacip ve mümkün, sebep ve sonuç, ilk ve meydana çıkmış ve s. kısımlara bölünür. Zorunlu ve mümkün qismlərə bölünmesi açısından varlığın sınıflandırılması bütün Doğu peripatetiklərinin ontologiyasında önemli yer tutmaktadır.
Behmenyar varlığın kısımlarını karşılıklı inceleyerek yazıyor ki, “vacip varlık olmayan bulunuşunun farz edilmesi mümkün olmayan varlıktır”. Mümkün varlık ise ne varlığı ne de yokluğu yönünden zorunludur. Filozof bununla böyle bir fikri doğruluyor ki, “vacip varlık kendi – kendine nedensiz varlıktır, çünkü kendi varlığında onun bir nedeni olsaydı, varlık aynı gerekçe ile mevcut olardı. Onda o, kendi – kendine önemli varlık olmazdı. Mümkün varlık kendi mahiyetine göre mümkün sayılan varlıktır. Öyle ki, onun varlığı ve yokluğu bir nedenledir.
Ortaçağ’da Müslüman Doğu ülkelerinde faaliyet gösteren diğer fikir akımlarının temsilcilerine göre peripatetik filozoflar doğa sorunları ile daha fazla meşgul idiler. Onlar doğanın sırlarına daha derinden vâkıf olmak için öncelikle doğrudan somut maddi şeyleri ve olayları kavramaya çalışıyorlardı. Dolayısıyla Doğu peripatetizminin qnoseologiyasında idrakın hissi aşaması çok büyük önem taşıyordu.
Ebu’l-Hasan Behmenyarın felsefesinde idrakın hissi aşaması kendi sırasında iki kısma bölünür. Birinci kısımda duygulardan, onların tabirince dış algılardan, ikinci qismdə ise iç duygulardan bahsediliyor.
Tefekkür gücü fikri idrakın olmasını sağlarlar. Doğu peripatetiklerinin felsefesinde zihinsel idrak sorunları geniş aydınlatılmıştır. Aristotelçi filozofların inancına göre, hisler, duygular, kavrayışlar vasıtasıyla şeylerin zahiri yönleri hakkında bilgi elde edilebiliyor, şeylerin mahiyetinin idrakine gelince, o, sadece aklın sayesinde mümkündür.
Öğrencileri ve takipçileri
Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi muhabir üyesi Zakir Memmedov yaptığı araştırmaları sonucunda ilk olarak bildirmiştir ki, ortaçağda Müslüman Doğu ülkelerinde felsefe, mantık ve doğa alanında büyük başarılar kazanılmasında Ebu’l-Hasan Behmenyarın hizmeti misilsizdir. Son yüzyıllara gelip çıkan bilimciler neslinin yetişmesinde de Behmenyar büyük hizmet göstermiştir. Azerbaycan filosofunun yetenekli öğrencilerinden Levkerinin sayesinde Horasan’da felsefe bilimleri intişar bulmuştu. Müslüman Doğu ülkelerinde peripatetik felsefenin geliştirilmesinde Behmenyarın, ondan eğitim almış alimlerin ve onların öğrencilerinin büyük rolü olmuştur. Kendi hocası İbn Sina gibi Azerbaycan düşünürü de bir takım önemli alimler hazırlamıştır. Onlardan Levkeri Mervi onlardan daha çok tanınmıştır.
Zakir Memmedov ilk kez olarak büyük filozof, matematikçi, şair, astronom olarak bilinen Ömer Hayyamın (1048-1131) da Ebu’l-Hasan Behmenyarın öğrencisi gibi göstermiştir. Onun ansiklopedik âlim İbn-i Sina’nın ” İşarat ve’l-Tembihat” kitabını kendi hocasının yanında mütalaa etdiğini bildirmiştir. Behmenyarın öğrencilerinin ve davamçılarının Müslüman Doğu ülkelerinde bilimsel felsefi fikirlerin gelişmesinde büyük hizmetleri vardır.