Allah hepimize birer beden vermiştir. Bu bedenlerin içinde asıl yaşayan ruhumuzdur. Bu ruhlar da, bedenler de sadece bize verilmiş olan emanetlerdir.
Aslında bu dünyadaki her şey bize verilmiş olan emanetlerdir. Ellerimiz, gözlerimiz, evlerimiz, okullarımız, giysilerimiz… Biz nasıl birinden hediye
aldığımızda karşılığında teşekkür ediyorsak, Allah’ın verdiği nimetler karşısında da şükretmemiz gerekir. Bize verilmiş olan seçeneklerden en güzeli ve
aynı zamanda en hayırlısı namazdır.
Namaz; Allah’a yaklaştığımız yer, bir şükretme şekli, ibadet, Müslüman’ın rehberi ve cennet kapısının anahtarıdır. Biz insanlar bu fırsatı değerlendirip
anahtarı yakalayabilirsek, işte o zaman cennetin kapılarını açabiliriz.
Eğer bu şekilde namazı bir anahtara benzetirsek her şeyi daha iyi anlayabiliriz. Namaz; Kalbimizin, aklımızın, ruhumuzun ve bedenimizin anahtarıdır.
Kalbimizdeki kötü duyguları, aklımızdaki kötü düşünceleri temizlememiz için verilmiş bir deterjandır adeta.
Namaz; İyilik, dostluk, güzelliktir. İçten olmaktır. Kalplerimizdeki sevgiyi yeşerten, imanımızı kuvvetlendirendir. Namaz; Bir bayram günündeki çocuğun
sevinci, yağmurdan sonraki gökkuşağının renkleridir. Namaz; Bir bülbülün şakıyışı, bir kırmızı gülün açmasıdır. Gece gördüğün güzel bir rüya, kurduğun bir
hayaldir namaz. Kendine baglar insanı. Bir kere tuttun mu bir daha bırakamazsın.
Namaz her şey, namazsızlık hiçbir şey demektir benim için…
RABİA GÜL PEKYİĞİT
Özel Gençlik İlkokulu/Ortaokulu Öğrencisi
