“Halka hizmet Hakk’a hizmettir” ilkesinin tecellisi olarak gördüğümüz Cumhuriyet’in İlanı’nın 95. Yıldönümü ve Cumhuriyet Bayramımızı, Tebrik Ederiz.
29 Ekim 1923’de Millet Egemenliği esasına dayanan Cumhuriyet’in İlanı’nın 95. Yıldönümünü büyük bir coşku ve inançla kutluyoruz.
23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin dualarla açılışı ile, Yeni Türk Devleti’nde Millet Egemenliği anlayışına geçişin en önemli adımı atılmış, Emperyalizm’e karşı millet ile birlikte verilen İstiklal Mücadelesi sonrasında da fiilen uygulanan Cumhuriyet idaresinin adı 29 Ekim 1923’te resmen koyulmuştur. Yakın tarihimizde defaatle yaşadığımız, daha 15 Temmuz’da gördüğümüz darbelerin ardından, Ulusal Egemenliğin ve Bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Önemli olan bir sistemin adı kadar, o sistem adı altında yapılan uygulamalardır. Bugün, Küresel Irkçı Emperyalizm’in maşası bir takım terör örgütlerinin, Kelime-i Tevhid bayrağıyla “İslam Devleti” adını verdikleri düzen altında farklı mezheb ve inançlara yaşam hakkı tanımayıp, “İslam” adına zulmetmesi ne kadar yanlış ise, “Demokratik Cumhuriyet” beşeri nizamı altında yapılan ve yapılacak olan dayatma ve baskılar da aynı düzeyde kabul edilebilir değildir.
Peygamber Efendimiz(SAV)’in gazvelerde ve bir takım önemli meselelerde ashabı ile istişarelerde bulunması, istişare ve kişisel görüşlere verdiği önem, benzer bir sistemin İslam toplumunda ne denli önemsendiğini gösterir.
Bizim ilahi nizamımızda yer alan,“İstişarede hayır vardır.”, “Aranızdaki meselelerde meşveret(istişare) ile karar veriniz.” prensibi, modern eğitim bilimlerinde de “Akıl akıldan üstündür.” anlayışı ile geliştirilen “beyin fırtınası”, “altı şapkalı teknik” ve “istasyon tekniği”yle, herkesin görüşünün önemsendiği, fikirlerini özgürce ifade edebilmesi, bir nevi ulusal egemenliğin örnek bir uygulamasıdır.
Ulusal egemenliğe dayalı Cumhuriyet yönetiminde, çoğunluğun görüşü ile birlikte, azınlığın temsili de önem kazanır, her kesimin görüşlerine yer verilir.
Yaklaşık 13 Asır boyunca İslam’a büyük hizmetler yapan, dünyaya gerçek manada adalet getiren bu asil milletin, bu hizmetinin en önemli sırrı “Halka hizmet Hakk’a hizmettir” , “Yaratılanı Severim, Yaratandan Ötürü“, “Hükümdar hükümdar olmalı ki aç milleti doyura, çıplak milleti giydire”, “Ey Oğul! İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın”ilkesinde gizli ise, bu gün de Hak ve adalet üzerine kurulu, Hakk’ın ve Halkın taleplerini baş tacı yapan bir anlayışa her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız olduğu aşikârdır.
Bu vesile ile her daim Halkın ve Hakkın hizmetinde olabilme dileği ile…