- Psikolojik Danışma
- Psikolojik danışma,bireylerin sahip olduğu potansiyelleri ışığında kendi kişiliklerini, istek ve arzularını, kuvvetli ve zayıf yanlarını, ilgilerini, yeteneklerini, kısacası kendilerini çok yönlü tanımalarını sağlayan ayrıca farkındalık kazanımlarıyla bireylerin kendilerini gerçekleştirme süreçlerine katkı sunan, uzman kişilerce uygulanan sistemli, bilimsel ve profesyonel bir yardım sürecidir. Bu yardım süreci kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak bireysel psikolojik danışma oturumlarıyla yürütülebileceği gibi grupla psikolojik danışma oturumlarıyla da yürütülebilir.
Psikolojik danışmanlık hizmetlerinden yararlanan kişilere danışan denir. Grupla psikolojik danışma öğrenme modeline dayanır ve bu modele göre hasta tanımlaması söz konusu değildir. Tıbbi modelde benimsenen inceleme, teşhis ve tedavi yöntemi bu modelde uygulanmadığı için danışanların hasta olarak tanımlanması söz konusu değildir. Psikolojik danışma oturumlarında danışanların duygularını paylaşmaları, gizil güçlerini tanıyarak onları kullanmaları, kendilerini kabul etmeleri, yeni davranışlar öğrenmeleri ve bu öğrendikleri davranışları toplumsal yaşama aktarmaları söz konusu olur[2]. Psikolojik danışma oturumları bu özellikleriyle danışanlar için çevreleriyle daha sağlıklı ve kendileriyle barışık bir ilişki kurmalarının önünü açar.
Psikolojik danışma oturumlarının gündemi, içeriği danışanların içinde bulunduğu koşullara göre farklılıklar taşır. Bu farklılıklar çoğunlukla bireylerin kendilerini gerçekleştirmesini engelleyen nedenler olarak sıralanabilir. Bu nedenlerin çocukluk yıllarında ailelerin yanlış eğitimleri sonucu oluşan psikolojik engellemeler, psikolojik çatışmalar, gereksiz baskılar, başkalarıyla kıyaslamalar, aşırı koruyucu tutumlar, gerekli sevgi ve değerin verilmemesi gibi temel güdülerin zamanında doyurulamamasıyla ortaya çıktığı söylenebilir. Çocukluk döneminde bireyin sevilme, korunma, ait olma gibi temel ihtiyaçlarının vaktinde yeterince doyurulmamış olması beraberinde çocukların yetişkinlik evresinde bu yoksunluklarını gidermelerine yönelik eylem ve çaba içinde bulunmalarına yol açar. Bireylerin bu süreçte çevrelerindeki kişileri ve nesneleri ihtiyaçlarını karşılayacak araçlar olarak algılaması söz konusu olabilir[3]. Bu özellikler ise hafif düzeyde psikolojik rahatsızlık olarak tanımlanan nörotizm kategorisinde karşılık bulur.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda bireylerin gündelik yaşamlarında psikolojik olarak en sık dile getirdikleri ve yakındıkları kavramlar arasında can sıkıntısı, boşluk duygusu, anlamsızlık, yalnızlık ve yalnız kalma korkusu gibi varoluşsal kaygılar olduğu söylenebilir. Günümüzde bu varoluşsal kaygılar içinde en güçlü etkisi olan kavramın yalnızlık olduğu söylenebilir. Günümüz insanın kalabalıklar içinde yalnız kalmamak için başkalarıyla beraber olma gereği birçok insanın gerçekten seçmedikleri insanlarla birlikte olmalarını da getirebilir. Bu anlamda yalnızlıktan kaçışların yalnızlıkları daha da derinleştirdiği söylenebilir. Andre Gide’nin ‘’kendilerini tek başına kalmış bulmaktan korkan insanlar, kendilerini hiç bulamazlar’’ sözü de kalabalıklar içindeki bu yalnızlığa ilişkin derinliği destekler niteliktedir. Bu açıdan bakıldığında varoluş alanımızın ne kadar geniş olduğu değil onu nasıl doldurduğumuz önem taşır. Psikolojik danışma oturumları bu anlamda günümüz insanının varoluş alanlarını nasıl doldurduklarına ilişkin farkındalıklar sunarak kendi içsel süreçlerinde zenginleşmelerinin önünü açar.
Can sıkıntısı, boşluk duygusu, anlamsızlık, yalnızılık gibi varoluşsal kaygıların yanı sıra aşağıda sıralanan temalardan da psikolojik danışma oturumlarından yararlanılması sonucu bireylerin içsel süreçlerinde yaşadıkları güçlüklerin önüne geçilmesi söz konusu olabilir.
Duygusal Problemler
Bağlanma, Bağımlılık
Evlilik
Kişiler Arası Çatışmalar
Öfke
Eşler Arası Çatışmalar
Boşanma
Boşanma Süreci ve Çocuk
Korkular
Kaygılar
Ergenlik Dönemi Ebeveyn, Ergen Çatışmaları
Okul Problemleri
Okul Başarısızlığı
Arkadaşlık Kuramama
Sınav Kaygısı
Stres
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Özgüven Gelişimi
İlgi ve Yetenekler Doğrultusunda Mesleki Yönendirme
Bireylerin Özellikleriyle Mesleklerin Özelliklerinin İncelenmesi
Ruh Sağlığını Koruma
Kişisel Gelişim - PDR Nedir?
- PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK NEDİR?
Hızla değişen dünyamızda, meydana gelen bilimsel ve teknolojik yenilikler, toplumsal yaşamı da daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Bunun sonucunda, yeni neslin en iyi yetiştirilmesi, yeteneklerinin israf edilmemesi, hızla değişen dünyaya ve karmaşık toplum yapısına uyumunun en iyi şekilde sağlanması zorunlu hale gelmiştir. Bunun sonucunda PDR hizmetlerinin önemi kavranmış ve tüm dünyada yayılma hızını artırmıştır.
Rehberlik öğrenci kişilik hizmetleri bünyesinde düşünülen ve bireyin, yaşamının çeşitli aşamalarında, gelişimine ve uyumuna etki eden faktörlerin bilinmesi ve onun yerinde kararlar veren dengeli bir kişi olması amacını güden hizmetler bütünüdür. Rehberlik kavram ve bir hizmet olarak bireyin gelişimine, bugünkü ve gelecekteki toplumun uyumuna yönelmiştir. PDR kuşkusuz bir psikolojik yardım hizmetidir. Prof. Dr. Muharrem KEPÇEOĞLU Psikolojik Danışma ile Rehberliği birbirinden ayırmakla beraber, rehberliğin psikolojik danışmayı içerdiğini savunur ve “Rehberliği, bireyin kendini anlaması, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, kapasitelerini kendine en uygun düzeyde geliştirilmesi, çevresine dengeli ve sağlıklı bir uyum yapması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için uzman kişilerce, bireye verilen psikolojik yardım” olarak tanımlar.
Yönetmeliklerde Rehber Öğretmen ; “Asıl görevi öğrencilere yönelik rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri olan öğretmen” olarak tarif edilmiştir. Ancak Rehberlik ve Psikolojik Danışman’ın ne olduğu hakkında herhangi bir bilgi yoktur. (Talim Terbiye)
REHBERLİĞİ ZORUNLU KILAN FAKTÖRLER
Toplumumuz sürekli olarak hızla değişmekte ve değişmektedir. Teknik ve bilim alanındaki değişme ve gelişmeler sosyal kurumlarda ve bu kurumların fonksiyonlarında da değişme meydana getirmiştir. Politik, sosyal, kültürel devrimler farklı değerler, eski ve yeni normlar bütün bireyleri etkilemekte onları korumasız, güç durumda bırakmaktadır. Böyle bir sosyal ortamda bireyin uyum sağlayabilmesi için yardıma ihtiyacı vardır.
Nüfus hızla artmakta, kırsal bölgelerden şehirlere göç, gecekondu mahallelerini meydana getirmektedir. Bu semtlerde oturan halk, sayısız geçim ve uyum problemleri ile karşı karşıya bulunduklarından geçim şartlarının değiştirilmesi ve uyumlarının sağlanmasında rehberliğe ihtiyaç vardır. Çağımızda kadının çalışması, evini yönetmesi, çocuklarını yetiştirmesi kanunen tanınan haklardan yararlanması, onu bazı problemlerle karşı karşıya getirmiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesinde rehberliğe ihtiyaç vardır. Genç kuşakta görülen sağlık ve istiklal kaygısı, okuma sorunu, ev-aile sosyal ilişkiler ve iş hayatındaki bunalım, onların bu konularda aydınlanmalarını zorunlu kılmıştır. Bütün dünyada suç işleme eğilimi, uyuşturucu madde alışkanlığı günden güne artmaktadır. Bütün bu durumları azaltmak için gerekli rehberliğin yapılması zorunludur.
Toplumlarda vasıflı insan gücüne ihtiyaç vardır. Bireylerin kabiliyetlerine uygun işlerde çalıştırılmaları gerektiğinden onların çok iyi tanınması gerekir. Nüfus artışı ve sosyal hayatın değişmesi sürekli olarak eğitim düzenini etkilemektedir. Eğitim üzerinde yapılan değişiklikler, kalabalık sınıflardaki öğrencilerin durumları rehberliği zorunlu hale getirmiştir. Psikolojik araştırmalar, bireylerin fiziksel yapı ve psikolojik nitelikleri birbirinden çok farklı olduğunu ortaya çıkarmıştır. İnsan gücünden en üstün derecede yararlanmak gereklidir. Bu da bireylerin her yönüyle tanınmasıyla mümkündü.
REHBERLİK ANLAYIŞINI OLUŞTURAN İLKELER
1-Rehberlikte insana ve onun kendine ilişkin konularda karar verme hakkına saygı esastır.
2-Rehberlik hizmetleri eğitim ayrılmaz ve tamamlayan bir parçasını oluşturur.
3-Etkili bir rehberlik, bireysel farkları dikkate alan bir eğitim sisteminde gerçekleşir.
4-Rehberlik tüm bireylere yöneliktir.
5-Rehberliğin amacı, bireylerin bir bütün olarak gelişmesine yardımdır.
6-Rehberlik hizmetlerinde süreklilik esastır.
7-Rehberlik hizmetlerinde gönüllük esastır.
8-Rehberlik uygulamaları okulun ihtiyaç duyduğu alanlarda yoğunlaştırılır.
9-Rehberlik, planlı, programlı, örgütlenmiş, profesyonel bir düzeyde uygulanmalıdır.
PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİĞİN ÖNEMİP.D.R’nin öneminin en iyi şekilde anlaşılabilmesi için amacının kavranması gereklidir. Yani P.D.R’nin önemi amacında gizlidir. Psikolojik danışmanın en önemli amacı, bireyin kendini gerçekleştirilmesine yardım etmektir. Kendini gerçekleştirmekte olan bireyin taşıdığı özellikler aslında, psikolojik sağlığı yerinde olan çağdaş insanda bulunması gerekli özelliklerdir. Kendini gerçekleştiren bir insanın özelliklerini bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz; Kendini gerçekleştirmekte olan insan, kim olduğunu gerçekçi bir gözle algıladığı gibi kim olabileceği hakkında daha tutarlı bir görüşe sahiptir. İnsan değerlerine saygı duyar, onları benimser ve geliştirir. Zamanı iyi kullanır, değişmeye ve yeni yaşantılara açıktır… v.b.
P.D.R, ayrıca bireylerin kendini anlamasını, problemini çözebilmesini, kendine en uygun seçimleri yaparak gerçekçi kararlar alabilmesini, kendi kapasitelerini en uygun bir düzeyde geliştirilmesini, çevresine dengeli ve sağlıklı bir yapabilmesini amaçlar… v.b.
- Rehberlik ve Psikolojik Danışmanın İlkeleri
- Rehberlik ilkeleri ve bu ilkelerle ilgili temel kavramlar bir kişinin genel olarak sahip bulunduğu rehberlik anlayışını gösterir.
Rehberlik Anlayışı:Kısaca rehberlikle ilgili temel ilkeleri ve kavramları anlamadır. Rehberlik alanının boyutları;• Rehberliğin temel ilke ve kavramlarını anlama ile ilgili kavramsal
• Rehberlikteki görev ve sorumlulukları kabul etmeye, hazır oluşla ilgili tutumsal
• Kişiler arası beşeri ilişkilerle ilgili sosyal boyutlardır.
Rehberlik anlayışı bu üç boyut arasında rehberlik ilke ve kavramlarını anlama ile ilgili olan kavramsal boyut içinde yer almaktadır.
Rehberliğin ilkelerini şöyle sıralayabiliriz:
• Her birey seçme özgürlüğüne sahiptir: Rehberlik, bireye seçme özgürlüğü tanıyan çevrelerde var olabilir. Rehberliğin görevi bireyin bu özgürlüğünü kullanabilmesi için seçenekleri algılayabilmesine ve doğru tercihler yapmasına yardımcı olmaya çalışmaktır.
• İnsan saygıya değer bir varlıktır: Saygı bir başkasını değerli bir varlık olarak algılamak, onun ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmak demektir. “Bir başkası” kavramı; dinini, ırkını, cinsiyetini, sosyal sınıfını, fiziksel ve psikolojik özelliklerini dikkate almaksızın, tüm insanları kapsayacak kadar yaygın olmalıdır.
• Rehberlik hizmetlerinden yararlanmak isteğe bağlıdır: (Gönüllülük) Rehberlik hizmetleri, birinci derecede bireyi hedef alır. Onun iç dünyasının daha iyi anlaşılması amacını güder. Bu nedenle bu hizmetten yararlanmak kişinin isteğine bırakılmalıdır.
• Rehberlik hayat boyu yararlanılabilecek bir hizmettir: Rehberliğin fonksiyonu kişilik gelişimini gerçekleştirmek daha doğrusu gelişimini kolaylaştıracak koşulları sağlamak olarak tanımlanır. O zaman rehberlik hizmetlerinin kişiye bütün hayat basamaklarında verilmesi gerekir. Gelişim doğumdan ölüme kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreçte her gelişim basamağının kendine özgü görevlerinin yerine getirilmesinde bireyler zaman zaman yardıma ihtiyaç duyabilirler. Bu nedenle rehberliği sadece belli yaş dönemlerine özgü bir hizmet olarak görmemek, ihtiyacı olan herkese hangi gelişim döneminde bulunursa bulunsun yardı sağlamak gerekir.
• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde gizlilik esastır: Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin verilişi sırasında danışmanın mahremiyetine saygı duyulmalı, onun sırlarını saklamaya özen gösterilmelidir. Psikolojik danışma oturumlarında danışmanın sağladığı güven ortamı içinde danışan bazen kendisine bile itiraf edemediği, söyleyemediği yaşantılarını danışmanla paylaşabilir. Danışman bunları, danışanın onayı olmaksızın hiçbir kurum ya da şahsa iletmemek durumundadır.
• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri ilgililerin işbirliği ile yürütülmelidir: Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri bu alanda yetişmiş uzmanların liderliğinde, öğretmen, yönetici ve diğer okul personelinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için el birliği ile çalışmalarını gerektirir.
• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri tüm öğrencilere açık bir hizmettir: Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin amacı bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerine yardımdır. Kendini gerçekleştirme bütün canlılarda özellikle insanlarda görülen doğal bir eğilimdir. O halde bu hizmetler bütün bireylerin yararlanmasına açık olmalıdır.
• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde bireysel farklılıklara saygı esastır: Her birey kendine özgü bir varlıktır, ilgi, yetenek, değer ve tutumlarıyla başkalarından farklılıklar gösterebilir. Farklı yaradılışı olan, farklı çevrelerden gelen bireylerin ihtiyaçları da farklıdır. Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri bireylerin birbirinden farklı eğitim ihtiyaçlarına dayalı bir ortamda gerçek manada işlevini sürdürebilir. Rehberlik uzmanları bireysel farklara saygılı eğitim ortamlarının sağlanması hususunda çaba göstermelidir.
• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri hem bireye hem de topluma karşı sorumludur: Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri bireyin hem kendi isteklerini yerine getirmesine yardımcı olmalı, hem de topluma uyum sağlamasını kolaylaştırmalıdır.
• Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır: Eğitim sürecinde diğer fonksiyonlarla rehberlik, ahenk içinde yürütülmelidir. Rehberlik eğitimden ayrı ama eğitim için yürütülen bir hizmet olarak anlaşılmalıdır.
“Rehberlik anlayışını oluşturan temel ilkelerin belirgin bir açıklığa kavuşturulması, alanın bir bütünlük içinde gelişmesini sağlamak bakımından önemli bir gerçektir.”(Kepçeoğlu; 1992, s.32)
“Rehberliğin temelinde insan hak ve sorumlulukları ile yakından ilgili demokratik ve insancıl bir anlayış vardır.”(Kepçeoğlu;1992, s.32)
Bireyin Kendini Tanıması
Ben Neler Yapabilirim?
Yetenek, belli bir eğitimden yararlanma gücüdür. Bireyin hangi eğitim programında başarılı olabileceğini gösterir. Yetenek meslekteki başarıyı etkileyen etkenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Seçtiği mesleğin gerektirdiği azami yetenek düzeyine sahip olmayan bireyin o meslekte başarılı olması mümkün değildir. Bunun yanında sahip olduğu yeteneklerinin kapasitesinin altında bir yetenek düzeyi gerektiren mesleğe yönelen bireyin meslekte doyum sağlaması da mümkün olmayacaktır.
Akademik yeteneğin, derslerindeki başarı ya da başarısızlığının araştırılması, sözel ya da sayısal düşünme yeteneklerinden hangisinde daha başarılı olduğunu belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için bireyin fen, sosyal, matematik ve Türkçe derslerindeki başarısı bir ölçüt olabilir. Bunun dışında cisimleri üç boyutta görebilme, şekiller arası benzerlik ve farklılıkları bulabilme gücü de araştırılması gereken bir yetenek alanıdır. Sayısal düşünme gücüne sahip olmayan, yani fen, matematik gibi sayısal derslerde başarı elde edemeyen bir bireyin tıp fakültesi, diş hekimliği, mühendislikler gibi sayısal puan ile öğrenci alan yükseköğretim programlarında başarılı olmaları mümkün değildir. Cisimleri üç boyutlu görebilme, bir evin planına bakarak o evin yapılmış halini göz önünde canlandırabilme gücüne sahip olan birey mimarlık eğitiminde başarılı olabilir. Sözcükleri ustalıkla kullanamayan, zengin bir sözcük dağarcığına sahip olmayan kişinin dil ve edebiyat programında başarılı olması zordur.
Ben Neleri Yapmaktan Hoşlanırım?
Yetenekler bireyin hangi eğitim programında daha başarılı olabileceğini gösterirken; ilgiler, bireyin hangi alanlarda hangi faaliyetlerle uğraşmaktan zevk duyacağını belirler. İlgiler, yetenekle ilişkilidir. İlgi duyduğumuz alanlar, çoğunlukla yetenekli olduğumuz alanlardır.
Seçilecek olan meslek, insanlarla diyalogu, onları yönlendirmeyi, onlara yardımcı olmayı mı? Yoksa insanlarla değil de objelerle uğraşmayı gerektiriyor? Aynı zamanda edebiyata, müziğe, güzel sanatlara karşı olan ilgiyi karşılıyor mu?
Birey, ilgi duyduğu, hoşlandığı şeyleri severek yapar. Bireyin ilgi duymadığı bir faaliyete yönelmesi hem mesleki doyumunu, hem de başarısını olumsuz etkileyecektir. İnsanlara yardım etmekten, insanların sorunlarını dinleyip, sorunlarına çözüm aramaktan zevk almayan bir psikologun başarılı olma olasılığı düşüktür.
Ben Ne istiyorum?
Yetenek ve ilgilerin belirlenmesinin ardından bireyin meslekteki beklentilerini tanımlaması gerekir. İş değerleri, bireyin meslekte nelere önem verdiğini, mesleki faaliyetin sonunda elde etmek istediği olanakları gösterir. Kazanç, yaratıcılığı kullanma, liderlik, yeteneğini kullanma, işbirliği, ün sahibi olma, sosyal statü, düzenli yaşam, değişiklik gibi iş değerleri vardır. Birey bu değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemelidir. Kendisine belirlediği bu değerleri sağlayacak mesleğe yönelmelidir. Ancak ilgi ve yeteneklerinin de göz ardı edilmemesi gerekir. Meslekte düzenli bir yaşama, sosyal statüye, işbirliğine, yaratıcılığın anlatım bulmasına önem veren birey kendisine bu beklentilerini sağlayacak “öğretmenlik” mesleğini tercih edebilir. Zor iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay şeylerin birikmesiyle oluşur.
Karakterim Nasıl?
Bireyin meslek seçiminde isabetli olabilmesi kişilik özelliklerini çok iyi tanıyıp bu özellikleri gerektiren mesleklere yönelmesine bağlıdır. Bireylerin çok farklı kişilik özellikleri vardır. Atak, girişken, çekingen, uysal, hırslı, idealist, hayal gücü zengin, realist, mantıklı, sinirli, kendi başına buyruk, alçak gönüllü, düzenli, kurallara bağlı vb. Bireyin, sayılan bu özelliklerden hangisine sahip olduğunu belirlemesi, seçimini bu doğrultuda yapması gerekir.
Örneğin; ikna gücü yüksek, dışa dönük, insanlarla devamlı sıcak ilişki kurabilen girişimci niteliklere sahip olan birey avukat, politikacı ya da pazarlamacı olabilir. Kurallara bağlı, düzenli, statüye önem veren, sorumlu, nesnelerle uğraşmaktan hoşlanan bireylerin bankacılık, büro memurluğu, muhasebe gibi mesleklere yönelmeleri isabetli olacaktır.
İLGİ
İnsanlar yaptıkları her işten ya da etkinlikten doyum sağlamak isterler. İlgi herhangi bir zorlama olmadığı ya da sonucunda ödül vaat edilmediği halde yapılan etkinliklerden alınan doyumdur. Örneğin her koşulda seçmeli dersler arasından müziği seçiyorsanız, bu seçimde bir gruba dahil olmak gibi bir neden yoksa ya da öğretmen, arkadaş aile vb. faktörler etkili değilse sizin müziği karşı ilginiz söylenebilir.
İlgi faaliyet alanı genellikle yetenekli olunan alandır ya da yeteneğin olduğu alana ilgi duyulması doğaldır.
İlgi alanlarını şu şekilde sıralayabiliriz.
·Temel bilim ilgisi (fizik, kimya, biyoloji konularına duyulan ilgi)
·Sosyal bilim ilgisi (sosyal olayları inceleme ve nedenlerini araştırmak gibi davranışlarda ifadesini bulur)
·Canlı varlık ilgisi (hayvan ve bitkilerin yaşayışını incelemek)
·Mekanik ilgi (çeşitli alet ve makineler yapmak, işletmek ve onarmak gibi davranışlarda ifadesini bulur.
·İnsan Kaynaklarına ilgisi (yazarlık, gazetecilik, diplomasi, pazarlama ve reklamcılık)
·Ticaret ilgisi(ticari alım-satım)
·Edebiyat (dil, edebiyat, basın-yayın, gazetecilik, yazarlık)
·Güzel sanatlar (resim, heykel, plastik sanatlar ve el sanatları)
·Müzik(konservatuar eğitimi)
·Sosyal yardım (sosyal yardım programı, tıp, sosyoloji, tıp, psikoloji, çocuk gelişimi ve eğitimi
Bunlardan bazılarını yeteneklerle ilgisi çok fazladır. Örneğin müzik yeteneği ile müzik ilgisi aynı anda kişide varsa o kişi büyük olasılıkla başarılı olacaktır.
YETENEK
Kalıtımla getirilen gizil gücün çevrenin olumlu etkisi ile ve eğitimle geliştirilmiş kısmını ifade eder. Yetenek eğitimden yararlanabilme ve öğrenme gücü olarak da tanımlanabilir. Öğrencinin içinde bulunduğu eğitim-öğretim yaşantısındaki noktaya kadar geliştirdiği becerilere bakarak sonraki eğitim sürecinden ne kadar yararlanabileceği konusunda bir kanıya varılabilir.
Yetenekler sözel, sayısal, şekil-uzay gibi farklı alanlarda kendini gösterebilir.
Bir kimse sayalar ili ilgili kavramları anlama ve akıl yürütmede başarılı olabilirken diğeri sözcüklerle ifade edilen kavramları kolay öğrenebilir.
SÖZEL YETENEK
Bu yetenek sözcüklerle ilgili kavramları öğrenebilme, sorunları çözebilme ve düşünceleri açık biçimde anlatabilme gücünü ifade eder. Bu yetenek sosyal ve dil bilimleri ile toplum bilimlerinde başarılı olabilmek için gereklidir.
SAYISAL YETENEK
Sayısal kavramları öğrenebilme sayılarla ifade edebilime gücünü gösterir. Bütün temel bilimlerde(fizik, kimya, biyoloji, matematik) sağlık ve mühendislik gibi meslek alanlarında başarılı olabilmek için gereklidir.
ŞEKİL-UZAY YETENEĞİ
Bu yetenek şekiller arasındaki benzerlik ve ayrılıkları, şekillerdeki değişmelerin temelindeki ilkeyi algılayabilmeyi, üç boyutu görebilme gücünü ifade eder. Bütün mühendislik ve mimarlık alanlarında gereklidir.
Bireyin Meslekleri Tanıması
Bireyin kendini tanımasının ardından ilgi duyduğu meslekleri de tanıması gerekir.
Bireyin meslekler hakkında araştırmasını;
– Meslek mensuplarının yaptığı temel faaliyetler
– Çalışma ortamı
– Çalışma koşulları
– Çalışanlarda aranan nitelikler
– Mesleğe hazırlanma
– İlk işe giriş
– Meslekte ilerleme
– Kazanç
– İş bulma olanağı ve mesleğin geleceği
– Mesleğin gerektirdiği nitelikler vb. konularında yoğunlaştırması gerekir.
Birey kendi özellikleri ile mesleğin özelliklerini eşleştirerek kararlarını oluşturabilir. Üzerinde durulacak temel nokta; bireyin kendini olmak istediği gibi değil, olduğu gibi objektif olarak tanımasıdır. İlgi duyduğu meslekleri de olumlu-olumsuz yönleri ile bilmesidir. Bireyin doğru meslek seçimi yapabilmesi için kararlarını kendisinin vermesi, bu karar doğrultusunda ailesini ikna etmesi, anne-babanın da gencin bu kararına saygı göstermesi gerekir.
Kişilik özelliklerinize, yeteneklerinize, günün koşullarına uygun bilinçli bir meslek seçimi toplumda sağlıklı, mutlu, kendi kendisiyle barışık insanların sayısını da çoğaltacaktır. Meslek seçimi hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşımaktadır. Bireysel yönden birtakım fizyolojik ihtiyaçların doyurulmasında; toplumsal açıdan da toplumsal gelişmeye temel oluşturacak olan insan gücünün planlanmasında önemi açıkça görülmektedir.
Meslekleri Tanıma İle İlgili İpuçları
Danışman Öğretmeninize ve Rehberlik Uzmanlarına mesleklerle ilgili sorular sorunuz.
Meslek tanıtım seminerlerine ve üniversitelere yapılan ziyaretlere katılınız.
Seçmeyi düşündüğünüz meslek mensuplarıyla görüşerek onların meslekleriyle ilgili görüşlerini alınız. Onlara çalışma ortamlarını, çalışma koşullarını, yaptıkları işleri, çalışanlarda aranılan bedeni ve eğitimsel özellikleri, iş kıyafetlerini, işlerinin yapımı için gerekli yeterlilikleri, iş içinde karşılaştıkları güçlükleri, işlerinin olumlu ve olumsuz yönlerini, meslekte ilerleme durumlarını, kazanç durumlarını, mesleki hareketlilik durumlarını ve mesleğin geleceğinin ne olabileceğini sorunuz.
Değerlendirme, Ölçme sonuçlarını bir ölçüte vurarak bir değer yargısına,bir karara ulaşma işlemidir.
Belli bir eğitim sürecinin sonunda güvenilir ve geçerli bir yola elde edilen gözlem sonuçlarına dayanarak ve bunları amaca uygun ölçütlerle karşılaştırarak sistemdeki aksaklıları, eksiklikleri belirlemek ve giderilmesi için önlemler alınmasını sağlamaktır. Eğitimin nasıl iyileştirilebileceğini belirlemek amacıyla yapılır. Eğitim sonuçlarının ölçülmesi, okul, program, sınıf veya öğrenci başarısı ile ilgili olabilir. Öğrenciye ilişkin sonuçlar, öğrencilerin aldıkları eğitim sonucunda, edinmeleri beklenen bilgi, beceri ve tutumlardır.
Bir dersle ilgili öğretme- öğrenme sürecinin istenen derecede etkili, verimli olması ve öğretim programında yer alan davranışların eğitim süresinde kazanılması ve bunların yakından izlenmesi ve denetlenmesinde yani bu uzun süreçte ölçme ve değerlendirmeden yararlanılmasına ve sonuçlarının etkili kullanılmasına bağlıdır..
Öğrencilerin bu bilgi ve becerilere nasıl ulaştıklarını veya eğer ulaşamamışlarsa bunun sebeplerini tespit etmektir.
Ölçmenin başlıca amaçlarından biri öğrenmeyi ve beceri gelişimini teşvik etmektir.
Ölçme, öğrenci öğrenmesini motive eder ve bireysel öğrenci ilerlemesine yönelik bir ölçüt oluşturur.
Ölçme, öğretmenlere verdikleri eğitimin iyi ve kötü yönlerinin belirlenmesi konusunda önemli bilgiler verir.
* Hangi öğrenciler istenilen bilgi ve becerilere ulaşmıştır?
* Öğrencilerin öğrenmede güçlük çektikleri bilgi ve beceriler nelerdir?